k9 - Göktan Eker http://www.goktaneker.com Polis ve Askeri Köpek Eğitim Uzmanı - K9 Trainer Göktan Eker's Blog Fri, 01 Sep 2023 09:15:51 +0000 en-US hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.2 Sahte ve Taklit Ürünler ile Mücadelede K9’ların Rolü http://www.goktaneker.com/2023/09/01/sahte-ve-taklit-urunler-ile-mucadelede-k9larin-rolu/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=sahte-ve-taklit-urunler-ile-mucadelede-k9larin-rolu Fri, 01 Sep 2023 09:15:50 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3862 Uzun Arge araştırmaları ve markalaşma yatırımlarının ardından talep gören bir çok ürününün taklit veya sahtelerinin piyasaya sürüldüğü hepimizce malum. Tekstil ürünlerinden elektronik cihazlara , tütün mamüllerinden ilaç endüstrisine kadar ulusal[...]

The post Sahte ve Taklit Ürünler ile Mücadelede K9’ların Rolü first appeared on Göktan Eker.

]]>

Uzun Arge araştırmaları ve markalaşma yatırımlarının ardından talep gören bir çok ürününün taklit veya sahtelerinin piyasaya sürüldüğü hepimizce malum.

Tekstil ürünlerinden elektronik cihazlara , tütün mamüllerinden ilaç endüstrisine kadar ulusal ve uluslararası markalar taklit ve sahte ürünlerle mücadele halinde.

Bununla birlikte sahte veya taklit olmayan gerçek ürünlerin ülkeye yasadışı yollardan sokulması da ayrı bir sorun.

Bu kapsamda geçmişte k9 ların içinde olduğu başarılı uygulamaları sizlere aktarmaya çalışacağım.

TÜTÜN VE TÜTÜN MAMÜLLERİ 

Ülkemizde faaliyet gösteren global bir firmanın sponsorluğunda köpeğimiz ile öncelikle firmadan alınan defolu tütün mamülleri ile eğitim çalışmalarına başladık.

Uzun yıllar bomba , narkotik , mayın , ceset , canlı insan arama gibi eğitim faaliyetlerinin ardından tütün ve mamüllerinde bulunan yoğun koku sayesinde köpeğin eğitimi oldukça hızlı ilerledi.

Akabinde firmanın fabrikasında daha yüksek miktar kokularla çalışmaya başladık , artık yüzlerce koli arasından içi tütün mamülü dolu koliyi rahatça tespit edebiliyorduk.

Son olarak 20 kadar nakliye aracının içerisinden içi tütün mamülü dolu aracın tespiti ile ilgili eğitimlerin ardından firma yetkilileri bir deniz limanında gümrük birimi tarafından test edilmek üzere k9 ekibini yönlendirdiler.

Test günü açık alanda , üzeri kapalı etrafı açık bir antrepoda saklanmış büyükçe bir kolinin aranması istendi.

Hafif rüzgarlı bir günde yapılan testte köpeğimizi arama alanına yönlendirdikten kısa bir süre sonra köpeğimiz rüzgarı karşısına alarak arama alanının uzağında açık alanda bir ihracat konteynerini işaretledi , yetkililer saklanan tütün mamüllerinin orda olmadığını belirtseler de zaten gümrüklü sahada olan konteyner açıldığında içinde tütün mamulü olduğu anlaşıldı , akabinde de tekrar arama alanına dönüp arama faaliyetine devam ederek mamüllerin saklandığı koliyi de tespit ettik.

Köpeğimiz firma tarafından gümrük birimlerine hibe edildi ve akabinde çalışmasına devam etti.

KAÇAK ÇAY VE KAHVE ÜRÜNLERİ

Yine Türkiye’de faaliyet gösteren global bir firma tütün konusunda başarılı olan köpeğin referansı ile tarafımıza ulaşarak ülkeye kaçak yollarla giren çay ürünlerinin tespiti konusunda bizden destek istedi ve köpeğimiz benzer bir yöntem ile hazırlanarak yetkililer vasıtasıyla gümrük birimlerine hibe edildi.

Aynı firmanın bazı kahve ürünlerinin taklitlerinin piyasaya sürüldüğü ve imalat yapan şebekenin bulunması amacı ile yürütülen bir soruşturmada , bu firma tarafından ele geçirilen taklit ürünleri bulma konusunda eğitilen köpeğimiz alınan izinlerle bir sanayi sitesinde  mesai bitip tüm dükkanlar kapandıktan sonra arama faaliyetlerine katıldı.

Köpeğimiz üçüncü arama saatinin sonunda üç katlı bir işletmenin kapısının altını koklayarak işaretleme yaptı. 

İlerleyen günlerde takibe alınan bu işletmenin yasadışı imalat yaptığı kesinleştikten sonra adli işlemler başlatıldı.

Çay ,Tütün kahve ve benzeri ürünler başta olmak üzere , bu ürünlerin yasadışı yollardan ülkeye sokulması veya sahte ve taklitlerinin piyasaya sürülmesi halk sağlığını olumsuz etkilediği gibi devletin büyük vergi geliri kaybına yol açmakta , üretici firmaların bu haksız rekabet sebebi ile mağdur olmasına sebep olmaktadır.

ELEKTRONİK EŞYALAR

Köpeklerimizin başarısına referansı ile elektronik eşya ithalatı yapan bir firma bizimle irtibat kurdu ve ürünlerinin kaçak olarak gümrük kapılarından tr ye sokulduğunu , bununla ilgili olarak bir çalışma yapmak istediklerini belirttiler.

En çok kaçakçılığı yapılan ürünlerinden numune alıp , soluğu kimya mühendisi bir arkadaşımın yanında aldım.

Gaz kromatografi cihazı vasıtası ile temin ettiğim ürünlerin içerisinden en çok gaz yayan yani koku çıkararak baskın koku oluşturan parçayı tespit ettik 

Daha sonra Alınan tüm ürünlerde olan bu baskın kokulu elektronik parçadan temin ederek köpekleri çalıştırdım ve Bingo , içinde bu parça bulunan her elektronik eşyayı bulur hale geldik.

Yapılan test ve denemelerde firmanın yasadışı ülkeye sokulan ürünlerinin yanı sıra neler bulduğumuza inanamazsınız.

Bu modelin oldukça başarılı olması üzerine köpekler aynı dertten muzdarip başka bir ülkeye gönderilerek işlerine devam ettiler.

PERFORMANS İLAÇLARI 

Pazarın çok büyük olmasından dolayı Performans ilaçlarının veya takviye gıdaların sahte ve taklitleri oldukça yoğun bir şekilde yasadışı yöntemlerle piyasaya sürülüyor.

İlaç açısından bakarsak sahte ilaç , orjinaline benzeyen ancak içerisinde etken maddesi olmadığı için ilacın fonksiyonunu yerine getirmeyen , kimi uzmanlarca plasebo etkisi yaratan ürünler. Ancak bu sağlıksız koşullarda üretilen ürünlerin ne tür yan etkileri olduğunu bilemiyoruz. Alerjik reaksiyon sonrası anaflaktik atak geçiren kullanıcılara da rastlamak mümkün.

Taklit ilaçta ise belirli oranda etken maddeyi ürünlerde tespit etmek mümkün , ancak yapılan Labratuvar araştırmalarında ya belirtilenden daha az oluyor , ya da sağlıksız ucuz katkı maddeleri yüzünden yine oldukça sağlıksız ve beklenmeyen yan etkiler yapabiliyor.

Tarafımıza ulaşan firma yetkililerince piyasadan temin edilen sahte ve taklit ürünlerin etken maddeleri e yoğun koku salan bileşenleri ile ilgili bir toplantı yaptık ve firmanın kimya mühendisleri ile en çok koku yayan etken ve katkı maddelerini tespit ettik.

Köpeklerle yapılan koku tanıtım ve moleküler arama eğitimlerinin ardından köpekler bir süre Türkiye’de çalışarak tespitler yaptılar , akabinde bu tip ürünlerin imal edildiği ülke gümrük birimlerine hibe edilerek sorun kaynağında çözülmeye çalışıldı.

https://www.belemturktv.com/avrupada-sahte-ve-taklit-ilaclar-ciddi-saglik-tehdidi-olusturmaya-basladi.html

Dijitalleşme ve teknolojik cihazlardaki gelişim ile bu alanda köpeklerin kullanımına ihtiyaç duyulmuyor gibi gözükse de tüm teknolojik gelişmelere rağmen halen insan hatası veya hırsı sebebi ile sahte ve taklit ürünler insan sağlığını hiçe sayarak cirit atmaya devam ediyor.

Bunun yanında ülkede gerekli mevzuatın olmaması da bu tip görev köpeklerinin daha etkin görev yapmasının önündeki en büyük engel olarak duruyor 

The post Sahte ve Taklit Ürünler ile Mücadelede K9’ların Rolü first appeared on Göktan Eker.

]]>
BİRİM K9-BELGESEL http://www.goktaneker.com/2022/05/25/birim-k9-belgesel/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=birim-k9-belgesel Tue, 24 May 2022 21:00:28 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3658 Sevgili kardeşim Zeki Subaşının Objektifinden Görev Köpekleri ile ilgili hazırladığımız Belgesel Projemiz için İlgili resmi Kurumlardan Onay bekliyoruz.

The post BİRİM K9-BELGESEL first appeared on Göktan Eker.

]]>
Sevgili kardeşim Zeki Subaşının Objektifinden Görev Köpekleri ile ilgili hazırladığımız Belgesel Projemiz için İlgili resmi Kurumlardan Onay bekliyoruz.

https://zekisubasi.com/munio_portfolio/birim-k9/

The post BİRİM K9-BELGESEL first appeared on Göktan Eker.

]]>
H SAHİPSİZ KÖPEKLERİN POPÜLASYONUNUN KONTROL ALTINA ALINMASI VE BUNA İLİŞKİN HUKUKİ ALTYAPININ OLUŞTURULMASI http://www.goktaneker.com/2022/05/23/h-sahipsiz-kopeklerin-populasyonunun-kontrol-altina-alinmasi-ve-buna-iliskin-hukuki-altyapinin-olusturulmasi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=h-sahipsiz-kopeklerin-populasyonunun-kontrol-altina-alinmasi-ve-buna-iliskin-hukuki-altyapinin-olusturulmasi Mon, 23 May 2022 13:11:22 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3615 Prof. Dr. Murat AYDOĞDU*  Arş. Gör. Ö. Oğuzhan MERAL** GE: 2019 tarihli makalenin katılmadığım yerleri olsa da tüm yönleri ile soruna baktığını düşünüyorum.İyi okumalar ÖZ İnsanlık, uygarlığın gelişmesi ve insan[...]

The post H SAHİPSİZ KÖPEKLERİN POPÜLASYONUNUN KONTROL ALTINA ALINMASI VE BUNA İLİŞKİN HUKUKİ ALTYAPININ OLUŞTURULMASI first appeared on Göktan Eker.

]]>

Prof. Dr. Murat AYDOĞDUArş. Gör. Ö. Oğuzhan MERAL**

GE: 2019 tarihli makalenin katılmadığım yerleri olsa da tüm yönleri ile soruna baktığını düşünüyorum.İyi okumalar

ÖZ

İnsanlık, uygarlığın gelişmesi ve insan nüfusunun artması ile yerleşim alanla- rını genişletme ihtiyacı hissetmiştir. Doğada serbest şekilde yaşayan sahipsiz hayvanların birçoğu yerleşim alanlarının genişletilmesi faaliyetinden etkilenmiş ve su, yemek ve barınma gibi kaynaklara ulaşımı sınırlanmıştır. Bunun sonucu olarak da sahipsiz hayvanlar, kaynaklara erişimini artırmak amacıyla insanların yaşadığı popülasyonlarda hayatını idame ettirmeye çalışmaktadır.

Sahipsiz hayvanların hayatta kalma çabaları gerek kendi hayatlarını gerekse insanların hayatlarını riske atacak boyutlara ulaşmıştır. Bunun nedeni, insan popü- lasyonu içerisinde yaşayan hayvan popülasyonunun artması ve buna bağlı olarak kaynakların azalmasıdır. Bunun sonucu olarak hayvanlar hem kaynaklara ulaşama- makta ve açlıktan veya susuzluktan acı çekmekte, hem de halihazırda sınırlı olan kaynaklara ulaşırken insan sağlığını tehdit etmektedir.

“Sahipsiz hayvan” kavramı bir üst kavram olup, çalışmamızda, doğada gerek kendi popülasyonuna gerek başka canlıların popülasyonuna gerekse insan toplu- muna zarar veren sahipsiz köpeklere yer verilmiştir. Sahipsiz köpekler dışındaki sahipsiz hayvanlar çalışmamızda kapsam dışında bırakılmıştır.

Bu duruma yapıcı bir düzenleme getirilmesi konusunda herhangi bir tereddüt yoktur. Çözüm, hem sahipsiz köpeklerin daha sağlıklı koşullarda yaşaması ve zenginleştirilmiş kaynaklara erişimlerinin artırılması, hem kontrolsüz üremelerinin önüne geçilmesi hem de insan sağlığının sahipsiz köpeklerin yaşayışından etki- lenmemesi amaçlarını kapsayıcı şekilde olmalıdır. Çalışmamızda uygun gördüğümüz çözümleri diğer ülkelerin bu konudaki düzenlemeleri ve uygulanan metotlar ile birlikte değerlendirdik. 

H-Hakem incelemesinden geçmiştir.

.Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Medeni Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi (e- posta: murat.aydogdu@deu.edu.tr) ORCID: https://orcid.org/0000-0002-5935-1177 (Maka- lenin Geliş Tarihi: 04.01.2019) (Makalenin Hakemlere Gönderim Tarihleri: 16.01.2019- 23.01.2019/Makale Kabul Tarihleri: 08.03.2019-16.04.2019)

..Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Medeni Hukuk Anabilim Dalı (e-posta: oguzhan.meral@deu.edu.tr) ORCID: https://orcid.org/0000-0002-4457-3535 (Makalenin Geliş Tarihi: 04.01.2019) (Makalenin Hakemlere Gönderim Tarihleri: 16.01.2019- 23.01.2019/Makale Kabul Tarihleri: 08.03.2019-16.04.2019)

Anahtar Kelimeler

Sahipsiz Köpekler , Sokak Köpekleri, Hayvan Barınakları, Kısırlaştırma, Yakala – Kısırlaştır – Sal

CONTROLLING POPULATION OF STRAY DOGS AND CREATING RELATED LEGAL FRAMEWORK

Abstract

Because of the developing of civizilation and increasing populaiton, humanity needs to expand living areas. Most of the free-roaming animals have been effected by this action and their access to resources such as water, food and shelter has been restricted. As a result of this situation, stray animals have to live in human population in order to increase their access to resources.

Struggle fot the survival of stray animals has reached the level that puts their lives and lives of people at risk. The reason is, increasing stray animal population living in human population and correspondingly decrasing resources. As a result, stray animals are unable to access to resources and suffer from starvation and thirst and threatening lives of people while accessing already insufficent resources.

“Stray animal” is an upper concept. In this study, we have included only stray dogs which harm both own and other creatures’ population and population of people at the same time. Any other stray animals are exluded from this study.

There’s no hesitation in bringing an effective order fort his situation. The solution must include that purposes of stray dogs living in a better conditions within increasing access of enriched resources and human healt which is not affected by stray dogs living as well as controlling reproduction of stray dogs.

Keywords

Stray Dogs, Free-Roaming Dogs, Animal Shelters, Spaying, Trap – Neuter – Release

GİRİŞ

Sahipsiz hayvanlar, özellikle sokak köpekleri, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bir sorun teşkil etmektedir. Zira, aşağıda değinildiği üzere, sahip- siz köpekler birçok soruna yol açabilmektedir. Dünyada yakala – kısırlaştır – sal metodunun uygulandığı ülke sayısı oldukça azdır. Metoda göre, sokak köpeği yakalanır, kısırlaştırılır, daha sonra toplandığı yere bırakılır. Ancak bu metot, sokak köpeği sayısı az olan ülkeler için geçerlidir.

Bu noktada Prof. Hassan AIDAROS’un Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü’nde yaptığı çalışma oldukça önemlidir. Yazar, yakala – kısırlaştır – sal metodunun köpek sayısı az olan ülkelerde uygulanması gerektiğini, köpek sayısı fazla olan ülkelerde ise, insancıl metotlarla, mümkün olan en az acıyla ölümü sağlayacak şekilde etkin bir öldürme politikası gereklidir1.(https://www.oie.int/eng/A_RABIES/presentations_rage/S4-5%20ControlOfDogPopulation_ Prof%20Aidaros.pdf ) 

Bu noktada, sadece İzmir’de sokak köpeklerinin sayısının 500.000’e ulaş- ması nedeniyle, kanun koyucunun yakala – kısırlaştır – sal politikasının uygula- nabilirliği her geçen gül azalmaktadır. Zira bu politikaya göre, köpekler haliha- zırda açlık çektikleri habitata geri bırakılmaktadır. Bu durumun, köpeklerin refahından çok zararına olacağı açıktır.

Ötenazi işlemi bir veteriner için yapılması en zor ve en kötü olan işlemdir. Dolayısıyla ötenaziden önce farklı çözüm yolları ile bu sorun çözülmeye çalışılmalı, çözülemiyorsa son çare olarak ötenaziye başvurulmalıdır.

Çalışmamızın amacı tek başına sokak köpeği popülasyonunun azaltılması değil, insan sağlığının korunması, hayvan sağlığının ve refahının korunması ve çevrenin korunmasıdır. Aşağıdaki raporda, sorun ortaya konmuş, diğer ülkeler- deki hukuki durum ile birlikte kendi ülkemizdeki düzenlemeler incelenmiş ve çözüm yolları tartışılmıştır.

I. SAHİPSİZ HAYVAN TANIMI VE SAHİPSİZ HAYVANLARIN TOPLUM SAĞLIĞINA ETKİLERİ

A. Sahipsiz Hayvan Tanımı

Sahipsiz hayvan kavramı, Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği m.4/1-(ff) bendinde tanımlanmıştır. Hükme göre sahipsiz hayvan, “barınacak yeri olmayan veya sahibinin ya da koruyucusunun ev ve arazisinin sınırları dışında bulunan ve herhangi bir sahip veya koruyucunun kontrolü ya da doğrudan denetimi altında bulunmayan evcil hayvanları” ifade etmektedir.

Hükümden de anlaşılacağı üzere, evcil bir hayvanın sahipsiz hayvan olabilmesi için;

  1. Sahibininolmaması,dolayısıylabarınacakyerinindebulunmaması,
  2. Sahibi olmasına rağmen sahibinden uzakta olması ve herhangi bir denetim altında bulunmaması gerekmektedir.

Örneğin, sokakta başıboş şekilde dolaşan hayvanlar olduğu kadar sahibinin hakimiyetinden kaçan hayvanlar da sahipsiz hayvan olarak değerlendirilebilir. Bu hayvanlar genel olarak kedi, köpek, kuş, kaplumbağa gibi hayvanlar olabil- mektedir.

Hükümden çıkarılacak diğer bir sonuç ise, doğal ortamında hayatını idame ettirmekte olan yaban hayvanlarının sahipsiz hayvan statüsünde olmadığıdır. Zira hüküm, sahibi bulunmayan veya sahibi bulunup da sahibinin hâkimiyeti dışında olan evcil hayvanları sahipsiz hayvan olarak tanımlamıştır. Bu noktada örneğin bir tilkinin evcil hayvan olmadığını belirtmek gerekir.

B. Sahipsiz Hayvanların Toplum Sağlığına Etkileri

Sahipsiz hayvanlar, habitatlarında toplu şekilde yaşamakta olup, barınma, korunma, iletişim ve yeme ihtiyaçlarını birlikte gidermektedir. Günümüzde en sık karşılaşılan sokak hayvanları sokak kedileri ve sokak köpekleridir. Bu nok- tada günlük hayatta, sokak kedilerinin ve sokak köpeklerinin kendi sürüleri ile birlikte hareket ettikleri görülmektedir.

Aslında evcil canlılar olan kediler ve köpekler, sahipsiz hale gelmeleri neticesinde, sokakta yaşama, yeme içme kaynaklarına ulaşabilme ve rakiplerinin karşısında hayatta kalabilme içgüdüleri sebebiyle agresifleşmeye başlarlar 2. (Sokak köpeklerinin agresifleşmesine karşı önlemler ve yapılması gerekenler için bkz. Öznur Atalay, “Kedi ve Köpeklerin Bazı Davranış Problemleri ve Sağaltım Seçenekleri”, Erciyes Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Dergisi, C:1(2), 2004, s. 147. ) 

Başka bir deyişle bu evcil hayvanlar zamanla saldırganlık kazanır 3.(Bu noktada köpek ısırıkları ile ilgili olarak yapılan bir araştırma için bkz. Nuh Kılıç/Murat Sarıerler, “Dog Bite Wounds: A Retrospective Study (114 Cases)”, YYÜ Veterinerlik Fakültesi Dergisi, 2003.) Bu noktada ikili bir ayrım yapmak gerekir.

Sokak köpekleri, güvenlikleri amacıyla bölgelerini korumak isterler. Böl- gelerini koruma içgüdüsü, gerek insanlara gerekse diğer canlılara karşı tepki vermeleri sonucunu doğurabilir. Bununla birlikte, çiftleşme içgüsü de sokak kö- peklerinin agresifleşmesine neden olmaktadır. Bunun dışında avlanarak yemeğe ulaşma içgüsü de sokak köpeklerinin agresifleşmesinin bir nedenidir.

Sokak köpeklerinin bahsedilen sebepler nedeniyle agresifleşmesinin sonuç- ları ise gerek insanlar, gerek diğer köpekler ve gerekse diğer canlılar açısından sakıncalı sonuçlar doğurmaktadır.

Sokak kedilerinin ise, yalnızca yemek ve çiftleşme ihtiyaçları yüzünden agresifleşebildiği görülmekte olup bunun sonucu toplum sağlığı açısından ciddi sorunlara yol açmamaktadır. Ancak her iki durumda da hayvan refahına ilişkin çalışmalar, ahlaki değerler çatısı altında bizlerin sorumluluğundadır 4.(Türker Savaş/İsmail Yaman Yurtman/Cemil Tölü, “Hayvan Hakları ve Hayvan Refahı: Felsefi Bakış – Nesnel Arayışlar”, s. 56. Ayrıca bkz. Haluk Aşar, “Hayvan Haklarına Yönelik Temel Görüşler ve Yanılgıları”, Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Felsefe Dergisi, S:30, 2018, s. 239-251.) 

Açıklanan nedenlerle aşağıda sahipsiz köpeklerin topluma olan etkileri üzerinde duracağız.

5

II. SOKAK KÖPEKLERİNİN POPÜLASYONUNUN KONTROL ALTINA ALINMASININ ÖNEMİ

A. Genel Olarak Köpek Popülasyonu

Şema-15( ICAM’in “Humane Dog Population Management Guidance” isimli rehberinden çevrilmiştir. (http://www.icam-coalition.org/downloads/Humane_Dog_Population_Management_ Guidance_English.pdf) (e.t. 27.10.2018)

Köpek popülasyonu, genel itibariyle sahipli ve sahipsiz köpekler olmak üzere ikiye ayrılmakta olup sahipsiz köpekler 4 ana başlık altında toplanabilir. Buna göre, sahipli olduğu halde kaybolan köpekler, sahibinin elinden kaçan kö- pekler, sahibi tarafından terk edilen köpekler ve halihazırda sahipsiz olan köpek- ler, sahipsiz köpekleri oluştururlar.

Sahipli köpekler ise, gerek bir kişi tarafından gerekse birden fazla kişi tarafından sahiplenilmiş, bakımı üstlenilmiş köpeklerdir. Burada köpek sahiple- rinin sorumlu şekilde davranıp köpeklerin bakım görevini üstlenmeleri beklen- mektedir6 (Sahipli köpeklerin çevreye pislemesi halinde çevre kirliliği oluşacağı ve bu kirlilikten kirleten olarak hayvan sahiplerinin sorumlu tutulacağı noktasında bkz. Beşir Acabey, “Hayvanların Çevreye Verdikleri Zararlardan Sorumluluk”, Prof. Dr. İrfan Baştuğ’a Armağan Hazırlayan: Bahri Öztürk, Ankara 2001, s. 101)

Bu bağlamda, köpeklere uygun ve yeterli bakım sağlanmalıdır. Ba- kım konusu ise ICAM’in rehberine göre, yemek, su, sağlık bakımı ve sosyal ilgi olarak tanımlanmıştır7. (ICAM, “Humane Dog Population Management Guidance”, s. 5)

B. Sahipsiz Köpek Popülasyonunun Değerlendirilmesi

Sahipsiz köpekler, belirli bir habitat içerisinde bir araya gelerek hayatlarını idame ettirmeye çalışır. Bu habitatta köpeklerin üremesi, dışarıdan gelen köpe- ğin habitata kabulü, ölümleri vb. hususlar ile köpek popülasyonu oluşur.

Sahipsiz köpek popülasyonuna etki eden bazı etmenler vardır. Buna göre, çevredeki insanların tavır ve davranışları, köpeklerin üreme kapasiteleri, grup içindeki köpeklerin yiyecek ve su gibi kaynaklara erişimi gibi hususlar, popü- lasyonun büyüklüğünü belirler.

Sahipsiz köpek popülasyonunun kontrol altında tutulmaması ve buna bağlı olarak popülasyonun büyümesinde bazı riskler bulunmaktadır. Buna göre, bir habitatta sokak köpeği sayısının artması, orada yaşayan insanların vücut bütün- lüğünü tehlikeye atmaktadır. Sokak köpeklerinin insanlara ilk ve en büyük za- rarı, ısırmaları yoluyla gerçekleşmektedir8(1994 yılında Amerika’da 4.7 milyon köpek ısırması olayı yaşanmış olmakla bunların 799.700’ü hastanelerde tedavi edilmiştir. İlgili istatistikler için bkz. https://www.cdc.gov/ mmwr/preview/mmwrhtml/mm5226a1.htm). 

CDC verilerine göre, 0-4 yaş arası çocuklar köpek ısırma vakalarını en çok yaşayan yaş grubudur. Yine aynı veri- lere göre, köpekler aynı yaş grubu çocukların en çok baş ve boyun bölgelerini ısırmakta olup hayati tehlike yaratabilmektedir. Köpek ısırıkları sonucu enfeksi- yon nedeniyle her 10 kişiden 6.7’si her yıl hayatını kaybetmektedir9(Volkan Özavcı, Köpeklerde Capnocytophaga Canımorsus ve Capnocytophaga Cynodegmı Türlerinin Kültür ve Moleküler Yöntemlerle Araştırılması, (Doktora Tezi), Aydın 2012 s. ii.).

Köpek ısırmaları sonucunda insanların yaşayabileceği hastalıklar, kuduz, Capnocytophaga bakterisinin neden olduğu hastalıklar, Pasteurella, MRSA ve tetanos olarak belirlenmiştir10 (Ayrıntılı bilgi için bkz. https://www.cdc.gov/features/dog-bite-prevention/index.html).

Uluslararası boyutlarda sokak köpekleri için yakala – kısırlaştır – sal (TNR) programı uygulanabilmektedir11(Orijinali “Trap – Neuter – Release (TNR Programme).

Burada amaç, köpeklerin insancıl şekillerle yakalanması, cerrahi yollarla veya kimyasallar ile kısırlaştırılması ve toplandığı yere geri salınmasıdır. Bu program ötenazi içermemektedir. Singapur’da Ekim 2014’ten Mayıs 2016’ya kadar uygulanan programın sonu- cunda habitatta 100 civarı olan köpek popülasyonu 70 civarına düşmüştür12(https://sosd.org.sg/sponsor-a-tnr-dog/what-is-tnrm-how/

. Hong Kong’a da aynı program uygulanmış olup amaçlanan hedeflere ulaşıla- mamıştır13(https://www.legco.gov.hk/yr16-17/english/panels/fseh/fseh_ar/papers/fseh_ar20170424cb2- 1266-1-e.pdf).

TNR programı, halihazırda sokak köpeği popülasyonu az olan habitatlara uygulanmalıdır. Hassan AIDAROS’un OIE raporunda da belirttiği üzere, köpek popülasyonu halihazırda olması gerekenden çok daha fazla olan habitatlarda TNR programı hiç veya amaçlandığı gibi etki göstermeyecektir. Bu durum ra- porda şöyle ifade edilmektedir; “Kısıtlı köpek popülasyonuna ve yeterli kaynağa sahip ülkelerde; Yakala – Kısırlaştır – Sal metodu etkili olacaktır. Bu yöntem yerel halkın hassasiyetini, hayvan yakalamayı, insancıl ötenaziyi, aşılamayı, kısırlaştırma tekniklerini, damgalamayı, hayvanı salıvermeyi ve popülasyon üstündeki uzun süreli etkiyi içerir. Bu yöntemin sınırlamaları da ele alınmalıdır. Büyük köpek popülasyonuna sahip ülkeler; mümkün olan en az acı verici düzeyde ölüm şeklini içeren insancıl uyutma yöntemlerine ihtiyaç duymaktadır. Ancak yine de, bu durum, tamamlayıcı başka bir grup eylemle birlikte uygu- lanmazsa, etkisiz kalacaktır.

Dünyada bu tavsiyeye uygun olmayacak şekilde, yani sokak köpeği popülasyonunun fazla olmasına rağmen TNR uygulanan ülkelerden birisi Hindistan’dır14(Her ne kadar dünya genelinde hayvan populasyonunun kontrol altında tutulmasına ilişkin olarak Animal Birth Control (ABC) ve Animal Husbandary (AH) programları tavsiye edil- mekte ise de Hindistan’da bu yöndeki programların uygulanması, yeterince Hayvan Refahı Örgütü’nün bulunmaması, yeterince kalifiye veterinerin bulunmaması, yeterli donanıma sahip barınakların bulunmaması ve bu işlemlerin yapılmasındaki prosedürün yolsuzluklara yol açması gibi nedenlerle etkisiz kaldığı görülmektedir. http://www.karunasociety.org/the- solution-to-controlling-stray-dog-population-in-india). 

Hindistan Ceza Kanunu (IPC) ile koruma altına alınan hayvan- ların uyutulması yetkili veterinerler aracılığı ile sınırlı şartlar altında gerçek- leşmektedir15(Detaylı bilgi için bkz. Hindistan Hayvan Refahı Merkezi’nin Ötenazi Uygulamasına İlişkin Rapor http://www.awbi.org/awbi-pdf/euthanasia_advisory_2013.pdf). 

Hindistan’da önlenemez şekilde acı ve ızdırap duyan hayvanlara ötenazi uygulanabilmektedir. Bunun dışında sokak köpeği popülasyonunun kontrol altına alınması için ötenazi uygulaması yapılmamaktadır. Bu durum da Hindistan’daki sokak köpeği sayısının yaklaşık 30 milyona ulaşmasına yol açmıştır16( Mary-Rose Abraham, “India’s Rabid Dog Problem Is Running The Country Raged”, BBC Future, http://www.bbc.com/future/story/20150915-indias-rabid-dog-problem-is-running-the- country-ragged). 

Bu durumun bir sonucu olarak dünyadaki kuduz kaynaklı ölümlerin %36’sının Hindistan’da ortaya çıkmasına neden olmuştur (Bu noktada, dünya genelinde yılda 55.000 civarı olan kuduz kaynaklı insan ölümlerinin 20.000’e yakını Hindistan’da görülmektedir)17(Bkz. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Aralık 2009 Raporu. http://www.who.int/bulletin/ volumes/87/12/09-021209/en/).

Yakala – kısırlaştır – sal metodunun uygulandığı Hindistan’da devlet im- kanları, mevcut köpeklerin tamamını kısırlaştırmaya yetmediğinden, program ile amaçlanan sokak köpeklerinin kontrol altına alınması hususu sağlanamamış, aksine, popülasyon artmaya devam etmiş, bunun bir sonucu olarak da kuduz vakaları artarak ilerlemiştir.

Ülkemizdeki sokak köpeklerinin sayısı ve artış hızı göz önünde bulun- durulduğunda, uluslararası sivil toplum kuruluşlarının hayvanların popülasyo- nunun kontrol altına alınması amacıyla yayınladıkları yöntemlerin ülkemiz için uygun olmadığı görülecektir. Zira bu yöntemler, makul ölçüde sokak köpeği bulunan habitatlar için geçerli ve yeterli olup, makulün oldukça üzerinde sokak köpeği olan habitatlarda amaçlanan hedefe ulaştırmayacak, aksine, habitatlarda mevcut bulunan sokak köpeklerinin refahını daha kötüye götürecektir18(İnternette yapılan araştırmada başıboş köpekler ve bu köpeklerin itlafına ilişkin en fazla kay- nak Hindistan’la ilgilidir. Hindistan’da köpekler büyük bir sorundur. Ülkede çöp yığınları da fazla olduğundan köpekler de sokaklarda çöplerden beslenmektedir. Bu yoğunluk nedeniyle köpeklerin itlafı da kolaylıkla yapılabilmektedir. İçi su dolu bir tank içinde bir tür römorkta tutularak elektik uygulanarak itlaf edilmektedir. Bu köpeklerden bazılarının ölmesinin 5 saati bulduğuna dair raporlar vardır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi 1. Sahipsiz Hayvan Rehabili- tasyon Çalıştayı, s.75. (http://gida.ibb.istanbul/img/125492652017__9577600359I.pdf). Kanı- mızca bu yöntem hayvanlara uzun süren acı vermesi itibariyle yerinde değildir.).

Ayrıca bu programın bazı sakıncaları mevcuttur. Örneğin, yakala, kısırlaş- tır, sal metoduna ek olarak “yönet” kısmı da düşünülmelidir. Zira, habitata geri salınan köpeklerin kaynaklara erişimi iyi yönetilmelidir. Halihazırda kaynaklara erişemeyen köpekler için kötü yaşam koşulları devam edecektir. Bu da aslında hayvan refahını artırmayı sağlayan programın amacını en baştan anlamsız hale getirecektir. Bu nedenlerle, iş yakala, kısırlaştır, sal ile bitmemekte olup salınan köpeklerin yönetilmesi de gerekmektedir19(Bu noktada, TNR medonun aslında TNR – Manage (TNRM) olması gerektiği yönünde bkz.https://sosd.org.sg/sponsor-a-tnr-dog/what-is-tnrm-how/).

OIE raporunda bu durum, “Bu yöntem her durumda uygulanamaz ve kö- peklerin terk edilmesinin yasaklandığı ülke veya bölgelerde hukuka aykırı ola- bilir. Gürültü, çevre kirliliği, köpek ısırmaları ve trafik kazaları gibi köpeklerin neden olduğu problemler, yakalanan köpeklerin alındığı yere geri bırakılması ve hareketlerinin kısıtlanamaması nedeniyle önlenemeyecektir. Köpeklerin alındıkları yere geri bırakılması halinde, yerel halkın sahiplendiği köpekleri terk etme riskinin artabileceği hususu da göz önünde bulundurulmalıdır. Bu durumda, çok sayıda köpeğin sahiplenildiği yerlerde, kısırlaştırma ve bilinçli sahiplenme konularına yoğunlaşmak daha uygun olabilecektir.” olarak belirtilmiştir.

Diğer bir sakınca da doğaya salınan hayvanların üreme yeteneğinin alın- ması, hayvanların insan sağlığına ve çevreye olan tehdidini ortadan kaldırmaya- caktır.

Dünyada TNR programının karşısında ötenazi de uygulanabilmektedir. Araştırmalar göstermektedir ki20(http://twri.tamu.edu/media/256834/evaluation_of_euthanasia_and_trap_neuter_return__tnr __programs_in_managing_free-roaming_cat_populations.pdf s.122 vd.),  

TNR programında sokak köpeği popülasyonunun azaltılması oldukça yavaş gerçekleşmiş olmakla birlikte ötenazinin uygulandığı habitatlarda azalma oldukça hızlı şekilde gerçekleşmiştir.

Sahipsiz köpekler ısırmanın yanında yaşadıkları habitatta trafik kazalarına, çevre kirliliğine, aynı habitattaki bazı canlı türlerinin yok olmasına ve birlikte yaşadıkları insanları korkutarak ve gürültü çıkararak manevi yönden zarara uğramalarına neden olmaktadır.

Sonuç itibariyle, sahipsiz köpek popülasyonunun kontrol altına alınmaması, insan sağlığını tehdit etmektedir.

C. Sahipsiz Köpek Popülasyonunun Kontrol Altına Alınmasında Kullanılacak Yöntemler

Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü’nün (World Organisation for Animal Health) yayınlamış olduğu 2018 Tarihli Yeryüzü Kanunları’nın21(Orijinali “Terrestrial Code”. Daha fazla bilgi için bkz. http://www.oie.int/index.php?id=169 &L=0&htmfile=index.htm ) “Hayvan Refahı” isimli 7.7 numaralı bölümünde, sokak köpeği popülasyonunun hangi yollarla kontrol altında tutulması gerektiği belirtilmiştir. 

Buna göre, bilinçli bir hay- van sahibi olmak için gerekli eğitimlerin verilmesi ve yasal düzenlemelerin ya- pılması, sahiplenilen köpeklerin kayıt altına alınması ve kimliklendirilmesi (köpeklerin ruhsatlandırılması), köpeklerinin üremelerinin kontrol altına alın- ması, köpeklerin toplanması ve tutulması, toplanan köpeklerin sahiplendirilmesi veya salıverilmesi, çevresel kontroller, köpeklerin ithalatı ve ihracatının kontrol edilmesi, köpeklerin ülke içerisindeki hareketlerinin kontrol edilmesi, ticari kö- pek satışlarının düzenlenmesi, köpek ısırması olaylarının azaltılması ve ötenazi olarak belirtilmiştir.

1. Bilinçli Bir Hayvan Sahibi Olmak İçin Gerekli Eğitimlerin Verilmesi ve Yasal Düzenlemelerin Yapılması

Sorumluluklarının bilincinde bir köpek sahibi olmak, sokak köpeklerinin sayısını azaltacağı gibi, bakımı üstlenilen köpeğin yaşam kalitesini de artıracaktır. Bunun yanında, köpeğin toplumun gözündeki yerini de tehlikeye düşürme- yecektir. Dolayısıyla hayvan sahiplerinin bilinçlenmesi için, devlet destekli olarak, Bakanlık, STK’lar ve Türk Veteriner Hekimleri Birliği ortaklığında eği- timlerin yapılması gerekmektedir.

Verilen eğitimlerden sonuç alınabilmesi için, kanuni düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadır. Eğitimler ve kanuni düzenlemeler ile birlikte toplumun köpek- lerin bakımı konusunda farkındalık yaratması da sokak köpeklerinin sayısının kontrol altına alınmasını sağlayacaktır.

2. Sahiplenilen Köpeklerin Kayıt Altına Alınması ve Kimliklendirilmesi (Köpeklerin Ruhsatlandırılması)

Hayvan sahibi olmak isteyen kişilerin, sahiplendikleri hayvanları kayıt altına aldırması oldukça önemlidir. Böylece, kimin hangi hayvanı sahiplendiği belli olacak, buna bağlı olarak hayvanın kaybolması durumunda yuvasına geri dönmesi kolaylaşacak veya hayvanını terk eden hayvan sahipleri belirlenebilecektir.

Hayvanlarını kaydı, devletin yetkilendirdiği kurumlar tarafından yapılma- lıdır. Hayvanlar kişi adına kaydedildikten sonra, hayvan sahibine ruhsat veril- meli ve hayvanın bakımını üstlenmesi işlemi resmileştirilmelidir. Ruhsat işlem- leri için toplanan paralar barınaklara gönderilmeli ve barınakların refahı artırılmalıdır. Buna karşın hayvan sahiplenmek tamamen hayvan sahibi açısından maddi külfet olarak görülmemeli, devlet tarafından veterinerlik hizmetlerinden yararlanılmasında kolaylıklar getirilmelidir.

Açıkça tanıma işlemleri ise köpeklere belirli testler yaptırılarak, yaş, boy vb. özelliklerinin kaydedilmesidir. Bu noktada, köpeklerin varsa kronik rahatsızlıkları önceden belirlenebilecektir.

3. Köpeklerinin Üremelerinin Kontrol Altına Alınması

Köpeklerin üremelerinin kontrol altında tutularak istenmeyen yavruların önüne geçilmesi, hayvan sahibi olmak isteyenlerin talepleri ve köpek popülas- yonunun büyüklüğü arasındaki dengeyi kuracaktır. Böylece sahipsiz köpekle- rinin sayısının artmasının önüne geçilmiş olacaktır.

Köpek üremelerinin kontrolü, doğrudan her bir köpeğe verilmesi gereken veteriner hizmetlerini gerektirmektedir. Üreme kontrolü genelde dört çeşitten oluşmaktadır.


  • –  Cerrahi kısırlaştırma
    –  Kimyasal kısırlaştırma
    –  Kimyasal doğum kontrolü
    –  Üreme dönemlerinde dişi köpeklerin kısırlaştırılmamış erkek köpeklerden uzaklaştırılması.

Bu noktada Ev Hayvanlarının Korunmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi de uygulama alanı bulacaktır. Sözleşmenin 12. Maddesine göre,

Taraflardan biri, başıboş hayvan sayısının sorun yarattığını düşünürse, gereksiz ağrı, acı ve ızdırap çekmelerine sebep vermeyecek şekilde sayılarını azaltmak için uygun yasal ve/veya idari tedbirleri alacaktır.

a) Bu tedbirler aşağıdaki şartları karşılayacaktır;

i. Bu hayvanlar yakalanacak ise, bunun hayvana fiziksel ve manevi olarak en az seviyede acı verecek şekilde gerçekleştirilmesi,

ii. Yakalanan hayvanların muhafaza edilmesi veya öldürülmesi işlemle- rinin bu Sözleşme’de belirtilen prensiplere uygun olarak gerçekleştirilmesi.

b) Taraflar,

i. Köpek ve kedilere damgalama gibi az acı veren ya da hiç ağrı, acı ve ızdırap çektirmeyen uygun bir yöntemle aynı zamanda sahiplerinin isim ve adresleri ile birlikte numaraları kayda geçirilerek daimi kimlik sağlamayı,

ii. Kedi ve köpeklerin plansız üremelerini azaltmak için bu hayvanların kısırlaştırılmalarını teşvik etmeyi,

iii. Başıboş kedileri ve köpekleri bulan kişilerin, bu konuda yetkili makama bilgi vermelerini teşvik etmeyi, değerlendirmeyi taahhüt eder.”

4. Köpeklerin Toplanması ve Tutulması

Sahipsiz köpeklerin toplanması ve tutulmasının amacı, köpeklerin sahibinin belirlenmesidir. Toplama, tutma, köpeğin sahibine ulaştırılması gibi işlemler insanca yapılmalıdır. Bu işlemi yapacaklar ise devlet tarafından yetkilendirilmiş kuruluşlardır.

5. Toplanan Köpeklerin Sahiplendirilmesi veya Salıverilmesi

Yetkili kuruluşlar, toplanan köpeklerin bakımı için her türlü önlemi almakla yükümlüdür. Bakım süresince köpeğin sahiplendirilmesi için üzerine düşen bütün yükümlülüklerini yerine getirmeli ve köpeği olası hastalıkları saptamak için bir süre gözlem altında tutmalıdır.

Köpeklerin toplandığı yerlerdeki asgari standarlar şöyle olmalıdır;


  • –  Toplanma alanı seçimi; su ve elektrik gibi önemli kaynaklara ulaşımı olmalıdır.
  • –  Baraka büyüklüğü ve düzeni köpeklerin doğal yaşamına göre düzen- lenmelidir.
    –  Köpeklerde hastalık bulunması ihtimaline karşı izolasyon ve karantina bölümleri mevcut olmalıdır.

Yetkili kuruluşlar köpeklerin toplandığı yerleri şu esaslara göre yönetmelidir;


  • –  Sürekli temiz su ve yiyecek sağlamalı,
    –  Köpeklerin düzenli olarak bakımları ve temizlikleri yapılmalı,
    –  Köpeklerin düzenli olarak sağlık kontrolleri yapılmalı,
    –  Hastalıklara karşı köpeklerin davranışları izlenmeli, veterinerlere ge- rekli bilgiler verilmeli,
    –  Sahiplendirme, kısırlaştırma ve ötenazi işlemleri için gerekli altyapı oluşturulmalı,
    –  Barakalarda çalışanlara köpek eğitimi verilmeli.

  •  Hizmetler verilirken şu hususlar göz önünde bulundurulmalıdır;

    • –  Yerel halkın bilinçlendirilmesi ve barakalara desteği artırılmalı,
      –  Köpeklerin toplanmasında ve bakımında insancıl yöntemler kullanıl- malı,
      –  Köpeklerin hastalıklarının tedavisinde aşılama gibi yöntemler kullanıl- malı ve gerektiğinde ötenazi uygulanmalı,
      –  Köpeklerin salıverilmesi için davranışları gözlemlenmeli, salıverilme veya sahiplendirme için uygun davranışı göstermeyen köpeklere ötenazi uygulanmalı,
      –  Salıverilecek olan köpekler eski habitatına veya uygun görülen başka bir yere bırakılmalı,
      –  Gerekirse köpeğin salındıktan sonra da gözlemlemeleri yapılmalıdır.


    • 6. Çevresel Kontroller

      Köpek popülasyonunu dengede tutmak için gerekli tüm çevresel önlemler alınmalıdır.

    • 7. Köpeklerin İthalatı ve İhracatının Kontrol Edilmesi

      Uygun kanunlar ile köpeklerin ithalatı ve ihracı düzenlenmelidir.


    • 8. Köpeklerin Ülke İçerisindeki Hareketlerinin Kontrol Edilmesi

Köpeklerin ülke içindeki hareketlerinin kontrol edilmesi önemlidir. Köpeklerin hareketlerinin kontrolüne örnek olarak, tasmayla gezdirilmeleri veya tama- men köpeklerden arınmış bölgeler oluşturulması verilebilir. Bu işlemin birkaç amacı vardır.


–  Bir bölgedeki kuduz hastalığının kontrolünü sağlamak,
–  Toplumsal güvenliği sağlamak,
–  Sahiplenilmiş köpeklerin sahipsiz köpekler karşısında güvenliğini sağ-

lamak,
–  Vahşi yaşamı ve köpekler haricindeki diğer canlıların yaşamını idame ettirmesini sağlamak.

9. Ticari Köpek Satışlarının Düzenlenmesi

Köpek satışlarının düzenlenmesi, yeterli eğitime sahip olmayan ve bir anlık hevesle köpek sahiplenen kişilerin köpekleri sonradan terk etmesine engel olmak için önem arz eder. Bunun diğer bir sonucu da satılacak köpeğin uygun şartlarda satılmasıdır.

Buna bir çözüm yolu olarak, köpek satım işlemlerinin izne tabi olması veya yetkili kuruluşların köpek satışı için ruhsat vermesi gösterilebilir.



10. Köpek Isırmalarının Azaltılması

Köpek ısırmalarının azaltılması için öncelikle eğitim verilmeli ve köpek sahiplerine bu yönde bilinç kazandırılmalıdır. Gerekirse yetkili kuruluşlarca kö- pek sahibine ısırma olayından ötürü ceza verilebilir. Yukarıda belirttiğimiz yasal düzenlemeler ve köpeklerin ruhsatlandırılması işlemi ile zaten ısıran köpeğin kimin bakımında olduğu kolaylıkla tespit edilebilecektir. 0-4 yaş arası çocuklar köpek ısırılması riskini en üst düzeyde yaşayan gruptur.

Bunun yanında yetkili kuruluşlar, köpeklere karşı güvenlik eğitimleri vere- rek halkı ve köpek sahiplerini aydınlatmalıdır.

11. Ötenazi22

 (Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (OIE) tarafından ötenazi, hayvan popülasyonunu kontrol altında tutmak için bir araç olarak görülmüştür. Ötenaziye ilişkin teknik bilgiler için bkz. http://www.oie.int/index.php?id=169&L=0&htmfile=chapitre_aw_stray_dog.htm#chapitre_a w_stray_dog_0 Chapter 7.7.6 – (11))

Ötenazi bir köpek için son çaredir. Ötenaziye yol açabilecek temelde iki neden vardır. Bunların ilki, köpeklerin ağır hasta olması durumunda daha fazla acı çekmemeleri için uyutulmak zorunda kalınmasıdır. İkinci husus ise, barınak- larda bulunan ve sahiplendirilmesi ve salıverilmesi uygun olmayan köpeklerin uyutulmasıdır.

Uyutulma işlemi insanca yapılmalıdır. Günümüzde birçok ülkede köpekleri öldürmek suç teşkil etmektedir. Köpeklerin uyutulması mutlaka bir veteriner he- kim kontrolünde yapılmalıdır. Ötenazi işleminden önce köpeğe mutlaka anestezi veya sakinleştirici işlemler yapılmalıdır. Ötenazi kimyasal veya mekanik şekilde olabilir. Ancak her ne şekilde yapılırsa yapılsın en hızlı ve en kesin şekilde, köpeğe hiçbir şekilde acı ve ızdırap yaşatılmadan yapılmalıdır23(Uluslararası bir örgüt olan PETA’ya göre ise, hayvan popülasyonunun kontrol altında tutulmasının temel unsurunu kısırlaştırma olarak görmekte ise de bir köpeğin yaşamı boyunca barınaklarda yaşamak zorunda bırakılmasını da eleştirmiştir. Ayrıntılı bilgi için bkz. https://www.peta.org/issues/animal-companion-issues/overpopulation/euthanasia/).

III. İNGİLTERE, AMERİKA, ALMANYA VE KANADA’DAKİ DURUM24(Diğer ülkelerdeki durum için bkz. Hülya Tamzok/Mustafa Kük/Nesrin Çobanoğlu, “Hukuki ve Etik Boyutlarıyla Sokak Hayvanları”, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2013, s. 257 vd; İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 1. Sahipsiz Hayvan Rehabilitasyon Çalıştayı, 30 Mart 2016, s. 72 vd. http://gida.ibb.istanbul/img/125492652017__9577600 359I.pdf
)

A. İngiltere’deki Yasal Düzenlemeler25(Uygulamadaki ayrıntılı bilgi için bkz. https://www.strayaid.org.uk/content/stray-dogs-and- the-law)

İngiltere’de 1990 yılında çıkarılan Çevre Koruma Kanunu’nda (Enviromental Protection Act 1990), sahipsiz köpeklerin durumunu doğrudan düzenleyen hükümlere rastlamak mümkündür. Kanunun 149. Maddesi hükmü “Seizure Of Stray Dogs” başlığıyla verilmiştir.

Hükümde özetle, her yetkili yerel kuruluşun sahipsiz sokak köpekleri ile ilgili işlemlerin yürütülmesi amacıyla bir görevli ataması gerektiği belirtilmiştir. Kamuya açık bir alanda bir köpek bulan yetkili, bu köpeğin sahipsiz bir köpek olduğuna kanaat getirirse, köpeğe el koyar. Ancak bu köpek bir özel mülkte bulunmuş ise, görevli ancak köpeğin veya özel mülkin sahibinin rızasıyla köpeğe el koyabilir.

Bulunan köpeğin sahibi, önceden belirlenmiş bütün masrafları ödemedikçe köpeğini geri alamaz.

İngiltere’de sahiplenilen köpeklere kimliklendirilmesi amacıyla dövme yaptırmak veya mikroçip taktırmak zorunludur.

El koyulan köpek el konulma tarihinden itibaren 7 gün boyunca sahibi tarafından alınmaya gelmezse veya halihazırda sahipsiz ise, görevli,


  • –  Köpeği, köpekle ilgilenebileceğini düşündüğü birine satabilir veya vere- bilir.
    –  Köpeği sahipsiz köpeklerin bulunduğu barınaklara satabilir veya vere- bilir.
    –  Köpeği mümkün olan en acısız şekilde uyutabilir.

    Ancak el konulan hiçbir köpek deney amacıyla bir başka kişiye veya kuruma satılamaz veya verilemez.

    Köpeğin bakımını üstlenmek isteyen kişi, gerek barınaklardan, gerekse köpeği yakalayan görevliden makbuz karşılığında köpeği sahiplenebilir26(https://www.legislation.gov.uk/ukpga/1990/43/section/149).

B. Amerika’daki Yasal Düzenleme

Amerika’da 01.01.2017 Tarihli Hayvan Refahı Kanunu’nda sahipsiz kö- peklerin durumu düzenlenmiştir27(Animal Welfare Act. https://www.aphis.usda.gov/animal_welfare/downloads/AC_ BlueBook_AWA_FINAL_2017_508comp.pdf). Kanunun 2158. Maddesi “hayvanların korunması” başlıklıdır.

Hükümlerde özetle, bir kurum sahipsiz bir köpek toplarsa, 5 günden az olmamak üzere elinde bulundurup bakımını yapmak zorundadır. Burada köpek, sahibi gelip kendisini alana veya başka biri tarafından sahiplendirilene kadar tutulur. Kurumun ayrıca sahipsiz köpeği hayvan satıcılarına satma hakkı da vardır. Bunların yanında, barınaklara gönderilen hayvanlar, İngiltere’ye paralel bir sistemle uyutulmaktadır.

Yapılan araştırmalara göre Amerika’da her yıl 3.3 milyon köpek barınak- lara alınmaktadır. Barınaklardaki köpeklerin yaklaşık 700.000 tanesi her yıl uyutulmaktadır28(Daha fazla bilgi için bkz. American Society For The Prevention Of Cruelty (ASPCA) raporu https://www.aspca.org/animal-homelessness/shelter-intake-and-surrender/pet-statistics Trierschutzgesetz Dritter Abschnitt § 4/1.).

Amerikan hukukunda bu kurumlar hayvan barınakları, hayvan bakımını amaçlayan diğer özel kuruluşlar veya araştırma tesisleri olabilir.

Bununla birlikte aynı kanunun 3. Bölümünde hayvanların tutulmasında ge- reken minimum standartlar açıkça düzenlenmiştir. Burada sahiplenilen köpek- lere mikroçip takılabileceği belirtilmiştir.

C. Almanya’daki Yasal Düzenleme

Sahipsiz hayvanların barınaklarda bakılması sistemi Almanya’da da mev- cuttur. Almanya’daki her şehirde “tierheim” adı verilen kuruluşlar sahipsiz kö- pekleri toplayarak bakımlarını sağlamaktadır. Almanya’da hayvanlara ancak çok ağır bir acıdan kurtulması amacıyla ötenazi uygulanabilir29(Trierschutzgesetz Dritter Abschnitt § 4/1.). Bunun yanında Almanya’da, hayvan sahiplerinin hayvanlarını terk etmeleri Art.18 gereğince oldukça ağır bir cezaya tabi kılınmıştır30(Almanya’da Hayvanları Koruma Kanunu “Tierschutsgesetz” http://www.gesetze-im- internet.de/tierschg/BJNR012770972.html). Yüksek tutardaki ağır cezalar, hayvan sahiplerine karşı caydırıcı bir güç konumundadır.

D. Kanada’daki Yasal Düzenleme

Kanada’da köpek sahipleri için oldukça sıkı kurallar öngörülmüştür31(Kanada’da her eyaletin kendine özgü kuralları vardır. Ontario’daki Köpek Sahiplerinin Uyması Gereken Kurallar için bkz. https://www.ontario.ca/laws/statute/90d16). Köpek sahipleri köpeklerini mutlaka sisteme tanıtmalı, kısırlaştırmalı, kontrol altında tutmalı, sürekli olarak eğitmeli, bakımlarını yapmalı ve köpeği ile iletişim içinde olmalıdır.

Kanada’da da köpek popülasyonunun büyümesi ve barınakların bu popü- lasyonu karşılayamayacak duruma gelmesi, bazı köpeklerin uyutulması sonu- cunu doğurmaktadır.

Bunun yanında köpek sahipleri köpeklerini insanlara veya diğer canlılara zarar vermekten alıkoymakla yükümlüdür.

Toronto kurallarına göre, toplanan sahipsiz köpekler hasta veya sakat ise toplum sağlığının korunması için gecikmeksizin uyutulur. Toplanan sahipsiz köpek Amerika sisteminde olduğu gibi en az 5 gün boyunca tutulur ve bu süre içinde bakımları yapılır. Bu süre içinde köpeğin sahibi varsa köpeği alması bek- lenir. Köpek alınmazsa veya sahipsiz ise şehre ait olur. Bunun üzerine şehir, köpeği sahiplendirebilir veya uyutabilir32(https://www.toronto.ca/legdocs/municode/1184_349.pdf ).

E. Slovenya’daki Yasal Düzenlemeler

Slovenya hukukunda sahipsiz köpeklerin korunması açısından oldukça yerinde düzenlemeler mevcuttur. 1995 Slovenya Ceza Kanunu’na eklenen bir madde ile hayvanlara yönelik eziyet suç haline getirildi. 1999 yılında ise ülkede Hayvanları Koruma Kanunu kabul edildi. Bunun yanında 2002 yılında hayvan barınakları için kabul edilen “Hayvan Barınakları Yönetmeliği” yürürlüğe girdi33(http://www.pisrs.si/Pis.web/pregledPredpisa?id=PRAV2861 ). Yönetmelikte, her belediyeye ve 800’den fazla kayıtlı hayvanın olduğu her yerleşime sokak hayvanları için barınak kurma zorunluluğu getirildi.

Slovenya ayrıca 2005 yılında evcil hayvanların refahı için getirilen yasal düzenlemeyi kabul etti34(http://www.pisrs.si/Pis.web/pregledPredpisa?id=PRAV9190). Düzenlemede evcil hayvan sahiplerinin sorumlulukları tarif edilirken evcil hayvanların sahipleri tarafından terk edilmeleri yasaklandı. Ayrıca evcil hayvan ıslahına, arzına ve piyasada satışına kısıtlamalar getirildi. Öte yandan yerel düzeydi “tasma yasaları” denilen sahipli köpeklerin kamusal alanda gözetimsiz dolaşmasını engelleyen düzenlemeler kabul edildi.

IV. HUKUKUMUZDAKİ DURUM

Hukukumuzda uluslararası anlaşmaların yanında 5199 sayılı “Hayvanları Koruma Kanunu”, 5996 sayılı “Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu” ile birlikte “Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönet- meliği” yürürlüktedir.

Mevcut düzenlemelere göre, sahipsiz hayvan, barınacak yeri olmayan veya sahibinin ya da koruyucusunun ev ve arazisinin sınırları dışında bulunan ve herhangi bir sahip veya koruyucunun kontrolü ya da doğrudan denetimi altında bulunmayan evcil hayvanlar olarak tanımlanmaktadır.

Yönetmelik hükümleri incelendiğinde kanun koyucunun hayvan sahiple- rine, yerel hayvan koruma görevlilerine, sorumlu veteriner hekimlere, geçici özel bakımevlerine, belediyelere, il hayvan koruma kuruluna ve il müdürlüğüne görevler yüklediği görülmektedir. Ancak Bakanlığın, yetkilerini il müdürlükleri ve yerel yönetimlere devrettiği görülmektedir35(Avrupa Birliği Bakanlığı, Hayvan Hakları, Hayvanların Korunması ve Refahı, Ankara 2011,).

Geçici bakımevlerinde on gün süre ile gerekli duyurular yapıldığı halde sahiplendirilemeyen hayvanlar kontrolleri, aşıları ve tıbbî müdahaleler ile kısır- laştırılmaları yapıldıktan ve operasyon yaraları kapandıktan en az yedi gün sonra kayıt altına alınıp, müdahale görmüş olduklarını gösteren işaretleri üzerlerinde olacak şekilde veteriner hekimin onayıyla alındıkları ortama geri bırakılır. Bu ortamlarda belediyeler, gönüllü kuruluşlarla işbirliği içerisinde besleme odakları kurar ve hayvanların beslenmesine yardımcı olur. Hayvanlar, hiçbir suretle ilgili belediye sınırları dışındaki bir ortama, ormanlık alana veya diğer yaban hayatı yaşam alanlarına bırakılmaz.

Geçici bakımevlerinde kaldıkları süre içerisinde; kanunî istisnalar ile bula- şıcı, tedavi edilemez veya tedavi sonrası iyileşme ihtimali olmayan bir hastalığa yakalanan ve alındığı ortama bırakıldığında insan ve çevre sağlığına önlenemez derecede tehdit vereceğine geçici bakımevi veteriner hekimince karar verilen hayvanların dışında hiçbir hayvan öldürülmez. Öldürme işleminde hayvanlara en az acı veren ve süratle ölümünü sağlayan yöntemler uygulanır.

Kuduz olduğu tespit edilen hayvanlar ise 3285 sayılı Kanun hükümleri çer- çevesinde değerlendirilerek gerekli tüm müdahaleler veteriner hekim kontro- lünde yapılır.

Sahipli veya sahipsiz hiçbir hayvan belediye, gönüllü kuruluş veya diğer üçüncü şahıslarca belediye sınırları dışında yaban hayatı yaşam alanlarına bıra- kılmaz. Hukukumuzdaki durum şu şemayla özetlenebilir:

Şema-2

V. HUKUKİ DEĞERLENDİRME A. Genel Amaç

Yukarıda belirttiğimiz üzere, asıl sorun sahipsiz köpeklerin popülasyonu- nun artmasında ve bu durumun toplum sağlığını tehdit etmesi konusunda top- lanmaktadır. Sahipsiz sokak hayvanlarının kontrolsüz şekilde çoğalması, doğa- nın dengesini bozarak insanlar dahil diğer canlılar için de tehlikeler yaratır36(Şeref Ertaş, Çevre Hukuku ve Hayvan Hakları, İzmir 2012, s. 500.).

Sorunun çözümü için ilk hedef sahipsiz köpek popülasyonunun artmasını durdurmaktır. Ancak bu durum ilk etapta toplum sağlığını tehdit riskini ortadan kaldırmayacaktır. Zira, 2017 yılında sadece İzmir’de toplam sahipsiz köpek sayısı 500.000’i geçmiştir37(http://www.izmir-vho.org/basin-389-izmir-deki-sokak-kopeklerinin-sayisi.html).

Köpek popülasyonunun artışını durdurmadaki asıl amacın sokak köpekle- rinin refahını artırmak olduğu ancak mevcut sokak köpeği sayısı nedeniyle bakımlarının devletin imkanlarını aşabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Dolayısıyla devletin bu konu için yeni bütçeler ve imkanlar yaratması gerekir. Kısıtlı imkanlarla sokak köpeklerinin refahını artırmak mümkün değildir.

Bunun yanında sokak köpeklerinin refahını38(Hayvan refahı geniş anlamda; çiftlik, pet, egzotik, laboratuar ve vahşi hayvanların; bakımı, beslenmesi, barındırılması, yetiştirilmesi, taşınması, kesimi, sağaltımı ve bilimsel araştırma- larda kullanımı sırasında ağrı, acı, ıstıraptan uzak sağlık, mutluluk ve iyilik hallerinin sağlan- ması olarak tanımlanabilir. Atilla Özgür, “Hayvanlarla Yaşamı Paylaşmak”, Veteriner Hekimler Derneği Dergisi, C: 81, S: 2, 2010, s. 12 ) artırmak için ayrıca mevcut sokak köpeği sayısının kabul edilebilir seviyelere indirilmesi gerekir. Zira bu durumda, devletin sunduğu imkanlar ile köpeklerin bakımı sağlanabilecektir. Yani devlet, ne kadar bütçe ayırırsa ayırsın, sokak köpeklerinin sayısının sabit kalması halinde etkili bir çalışma yapabilmek mümkün görünmemektedir.

Sokak köpeği sayısının azaltılmasının yanında, mevcut sokak köpeklerinin birçoğunun da kısırlaştırılması suretiyle popülasyonları kontrol altında tutulabilir.

Sokak köpeklerinin popülasyonlarının kontrol altında tutulmasının diğer bir aracı da hayvan sahiplerine eğitimler verilmesidir. Zira, bilinçsiz hayvan sa- hipleri hayvanlarını kaybedebilir veya sokağa terk edebilir. Bu durum da sokak köpeği popülasyonunu artırıcı bir nedendir. Bu nedenle, hayvan sahiplerine çeşitli eğitimler verilerek veya caydırıcı cezalar getirerek popülasyon artışının önüne geçilebilir.

Ayrıca hukukumuzda sokak köpeğinin vücut bütünlüğüne ilişkin saldırılar “suç” teşkil etmeyip “kabahat” olarak tanımlanmıştır. HKK m.28-(k) bendine göre, hayvanlara kasıtlı olarak kötü davranmak, acımasız ve zalimce işlem yap- mak, dövmek, aç ve susuz bırakmak, aşırı soğuğa ve sıcağa maruz bırakmak, ba- kımlarını ihmal etmek, fiziksel ve psikolojik acı çektirmek, hayvanları, gücünü aştığı açıkça görülen fiillere zorlamak gibi hareketlerde bulunmak yasaklanmış olup cezası 300 TL’lik idari para cezası şeklindedir.

Şüphesiz günümüzde bu gülünç cezanın caydırıcılığından bahsetmek güç- tür. Hayvanları Koruma Kanunu’nun amacına ulaşmak için, Kanuna aykırı dav- ranışların açıkça suç sayılması, ve daha ağır cezalara tabi olması yerinde olurdu39(Damla Gürpınar, “Ev ve Süs Hayvanı Sahiplerinin Hakları ve Yükümlülükleri”, İzmir Barosu Dergisi, Yıl: 72, Sayı 4, Ekim 2007, s. 195.). Hayvanlara şiddet açısından daha caydırıcı cezaların getirilmesi gereklidir. İtalya’da, Fransa’da ve İsveç’te bu fiiller için hapis cezası öngörülmüştür40(Avrupa Birliği Bakanlığı, Hayvan Hakları, Hayvanların Korunması ve Refahı, s. 6 vd.).

Her ne kadar “Mala Zarar Verme” başlıklı TCK m.151/2 hükmü hayvan- ların öldürülmesine sonuç bağlamış ise de, hüküm hayvanın “sahipli” olmasını aramıştır. Sahipsiz hayvanlara ilişkin bir düzenleme TCK kapsamında bulunma- maktadır. Bu yönüyle eksik bir düzenlemedir.

Bunun yanında sokak köpeği popülasyonunu artıran sahipli hayvanı terk fiili TCK kapsamında m.177’de düzenlenmiş olup, hüküm, “gözetimi altında bulunan hayvanı başkalarının hayatı veya sağlığı bakımından tehlikeli olabi- lecek şekilde serbest bırakan veya bunların kontrol altına alınmasında ihmal gösteren kişi, altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.” Şeklindedir. Ancak, burada kanunkoyucu hayvanın başkalarının hayatı veya sağlığı bakımından tehlikeli olabilecek şekilde serbest bırakma kıstasını kabul etmiştir. Bu düzenleme de eksik ve yanlış bir düzenlemedir. Zira, hayvanın sokağa terk edilmesinde öncelikle hayvanın kendisinin hayatı ve sağlığı bakı- mından tehlike söz konusudur. Dolayısıyla, düzenlemenin hayvanları koruyucu bir amacı olduğundan bahsetmek çok güçtür41(Hayvanların korunması açısından öncelikli olarak hukuki niteliklerine bakmak gerekir. Avusturya, Almanya ve İsviçre hukuklarında eşya olarak kabul edilmemektedir. Buna karşın Amerika ve Fransa hukuklarında “eşya” olarak kabul edilmektedir. Hukukumuzda da hay- vanların eşya olmadığına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, hayvanları konu alan alım satım sözleşmeleri kurulabilir, hayvanlar üzerinde mülkiyet ve diğer sınırlı ayni haklar kurulabilir. Veysel Başpınar, “Eşya Hukuku Açısından Hayvanların Durumu”, Medeni Kanun ve Borçlar Kanunu’nun 90. Yılı Sempozyumu, C: 2, 2016, s. 1374 vd.).

B. Sahipsiz Hayvanların Toplanması

Mevcut hukuk düzenimiz, sahipsiz köpeklerin Belediyeler tarafından kurulan hayvan toplama ekibi aracılığı ile toplanması gerektiğini düzenlemiştir. Toplama işlemi ile ilgili olarak Yönetmeliğin 20. Maddesi uygulanır. Hükme göre, “Sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanlar aşağıdaki esaslara göre toplatılır:

a) Belediyelerde sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların toplatılması için ihtiyacı karşılayacak bir toplama ekibi kurulur.

b) Belediyeler tarafından, hayvan toplama ekiplerinin kurulması, bu kişi- lerin ehil kişilerden oluşması ve dönemsel olarak sorumlu veteriner hekimce eğitime tutulmaları sağlanır.

c) Eziyet edilmeden toplanılacak veya toplattırılacak sahipsiz hayvanlar, nakliye araçlarında kafesler içerisinde geçici bakımevlerine kısırlaştırılıp ve aşılattırıldıktan sonra tekrar geri bırakılmaları için nakledilir. Toplanan hay- vanların nakil esnasında herhangi bir zarar görmemesi için tüm önlemler alınır.

ç) Gönüllü kuruluşlar, belediye ile işbirliği yaparak bu Yönetmelik hüküm- lerine uygun olarak sahipsiz hayvanları toplayabilir.

d) Sahipsiz hayvanlar öncelikle kafes ve ağ ile yakalanır. Bu metotlarla yakalamanın mümkün olmadığı durumlarda yakalama sopasıyla da yakalama  yapılabilir. Uyuşturucu tüfek uygulamaları ile yakalama ancak veteriner hekim kontrolü altında yapılır.”

C. Hayvan Barınaklarının Fiziki Durumu

Sahipsiz hayvanların eğitimli kişilerce toplatılmasının ardından barınaklarda gözlem altına alınır. Bu noktada hayvan barınaklarının fiziki yeterlilikleri önem arz eder. OIE raporunda barınakların sahip olması gereken minimum yeterlilikler belirlenmiştir. Buna göre barınaklar belirlenirken, kanalizasyon, su ve elektriğe ulaşabilme imkanı olan yerler, gürültü, çevre kirliliği gibi hususlar da göz önünde bulundurularak belirlenmelidir. Bunun yanında barınak boyutu, dizaynı ve kullanım amacı göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca barınaklar izo- lasyon ve karantina gibi hastalık kontrol araçlarının da kullanılabileceği şekilde dizayn edilmelidir.

Bunun yanında belediyeler aşağıdaki hususları barınaklara sağlamalıdır42(Ayrıca bkz. Salim Mutaf, “Hayvan Barınaklarında Doğal Havalandırma ve Hesaplama Yöntemi”, Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, S: 1 (2) 1988, s. 75-85; A. Vahap Yağanoğlu, “Hayvan Barınaklarında Çevre Koşullarının Düzenlenmesi” Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, C: 17, S: 1-4, 1986, s. 121-129.);


  • –  Yeterli miktarda temiz su ve besleyici yem,
    –  Düzenli hijyen ve temizlik,
    –  Köpeklere rutin sağlık kontrolü,
    –  Gerekli veterinerlik tedavilerin sağlanması,
    –  Sahiplendirme, kısırlaştırma ve ötenazi işlemleri için gerekli kuralların ve işlemlerin bilinmesi ve sağlanması,
    –  Çalışanların köpeklerin toplanması ve bakımı için yeterince eğitilmesi,
    –  Yetkili organlara iletilmek üzere köpeklerin kaydının tutulması.

    Bu hususlar barınaklarda olması gereken asgari koşullardır. Bu koşulların yerine getirilmesinden Belediyeler, denetlenmesinden ise Bakanlık sorumlu olmalıdır.

  • D. Sahipsiz Hayvanların Bakımının Yapılması

    Toplanılan köpekler toplama ve geçici bakımevlerine gönderilir. Gönderim işlemi esnasında ölen köpekler derhal diğerlerinden ayrılır. Geçici bakımev- lerinde toplanılan köpekler ile ilgili tanıma işlemi yapılır. Tanıma işlemi, köpe- ğin yaşı, cinsiyeti, ırkı ve davranış şekli tespiti yapılması için bir ön muayeneden geçirilir.

    Yönetmeliğin m.21-d hükmüne göre, toplanan köpeklerin bakımı için tanı- nan süre, diğer ülkelere göre daha fazladır. Amerika’da 5, İngiltere’de 7 gün olan süre ülkemizde 10 gündür. Dolayısıyla, ülkemizdeki düzenlemeler diğer ülkelere kıyasla sokak köpeklerinin refahını artırma açısından oldukça yeterlidir.

E. Sahipsiz Hayvanların Kısırlaştırılması

Ön muayeneden sonra, toplanan hayvanların kısırlaştırılması gerekir. Kısırlaştırma işlemi HKK m.4-(k) hükmünde düzenlenmiştir. Hükme göre; “Kontrolsüz üremeyi önlemek amacıyla, toplu yaşanan yerlerde beslenen ve barındırılan kedi ve köpeklerin sahiplerince kısırlaştırılması esastır. Bununla birlikte, söz konusu hayvanlarını yavrulatmak isteyenler, doğacak yavruları belediyece kayıt altına aldırarak bakmakla ve/veya dağıtımını yapmakla yü- kümlüdür.” Aynı yöndeki diğer bir hüküm ise HKK m.7/2’dir. Hükme göre, “Kontrolsüz üremenin önlenmesi için, hayvanlara acı vermeden kısırlaştırma müdahaleleri yapılır.”

Sokak köpeklerinin sayısının kontrol altında tutulmasında, uluslararası söz- leşmeler ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarının bildirgeleri ötenaziden ziyade kısırlaştırma yolunun seçilmesinin esas olduğu yönündedir.

Kısırlaştırma konusundaki en temel sınırlandırma HKK m.8’deki hüküm- dür. Hükme göre, “Bir hayvan neslini yok edecek her türlü müdahale yasaktır.” Dolayısıyla bütün sokak köpeklerine kısırlaştırma işleminin uygulanması, türün neslini yok edebileceği için yasaklanmıştır. Burada temel amaç sokak köpek- lerini yok etmek değil, üremelerini kontrol altına almak olmalıdır43( Ertaş, s.493.).

Kısırlaştırma konusundaki görev, HKK m.18 uyarınca yerel hayvan ko- ruma görevlilerine verilmiştir. Hüküm uyarınca yerel hayvan koruma görevlileri bu işi belediyelerle eşgüdümlü olarak yapar.

Yerel hayvan koruma görevlisinin tanımı ise, Yönetmelik m.4/1-(ii) ben- dine göre, “Özellikle kedi ve köpekler gibi sahipsiz hayvanların kendi mekân- larında, bulundukları bölge ve mahallerde yaşam sorumluluğunu üstlenen ve il hayvan koruma kurulunca yetkilendirilen gönüllü kişiler” olarak yapılmıştır. Yönetmelikten de anlaşıldığı üzere, sahipsiz hayvanların yaşam sorumluluğunun üstlenilmesi “gönüllülük” esasına dayandırılmıştır. Şüphesiz bu önemli görevin gönüllülük esasına dayandırılması uygulamada aksaklıklara yol açmakta olup sokak hayvanlarının refahı konusunda somut bir adım atılamamasının başlıca nedenlerindendir. Bu noktada, belediyelerin en kısa süre içerisinde yerel hayvan koruma görevlisi olarak kadrolar istihdam etmesi gerektiği kanaatindeyiz.

F. Sahipsiz Hayvanların Sahiplendirilmesi

Kısırlaştırılan hayvanları sahiplenmek isteyen kişiler için 5199 sayılı Hay- van Koruma Kanunu çerçevesinde uygun görülmeleri halinde, sahiplendirme işlemleri yapılır. Geçici bakımevlerinde 10 gün boyunca tutulan hayvanların sahiplenilmesi için duyurular yapılır. Yapılan duyurulara rağmen sahiplenilme- yen hayvanlar, en az yedi gün daha bakım, kontrol ve kimliklendirme işlemleri için bakımevinde tutulur. Yedi günlük sürenin dolmasından sonra veterinerin onayı ile bulundukları ortama geri bırakılır. Bu ortamlarda belediyeler, gönüllü kuruluşlarla işbirliği içerisinde besleme odakları kurar ve hayvanların beslenme- sine yardımcı olur.

Sokak köpeklerinin sahiplenilmesi oldukça önemlidir44(Mevcut hayvan sahiplerinin veteriner kliniklerinden beklentileri ile ilgili olarak bkz. Pınar Demir/Aysun Uğurlu Koç, “Pet Hayvan (Kedi-Köpek) Sahiplerinin Veteriner Kliniklerine İlişkin Beklentileri”, İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi, C: 40, S: 2, 2014, s. 168-175. ). Bu noktada her- kesin sokak köpeğini sahiplenmesi beklenemez. Sokak köpeklerinin sahiplenil- mesi için birtakım şartların taşınması gerekir. Yönetmeliğin 12. Maddesine göre;

a) Ev ve süs hayvanlarını, onaltı yaşından küçükler sahiplenemez.

b) Pitbull Terrier ve Japanese Tosa gibi çevresine tehlike arz eden hayvan-

lar sahiplenilemez, üretilemez ve satılamaz.

c) Sahipli hayvanlarda kısırlaştırma esastır. Hayvan sahipleri, hayvan- larını yavrulatmak istemesi halinde doğacak yavruları belediyeye bildirerek kayıt altına aldırmak suretiyle bakar ve/veya dağıtımını yapar.

ç) Ev ve süs hayvanlarından kedi ve köpek sahibi kişiler, sahip olduğu hayvanı bağlı bulunduğu belediyeye, en geç otuz gün içerisinde kayıt yaptır- makla yükümlüdür. Kayıtların ticarî amaçla kullanılması yasaktır.

d) Sahiplenilen hayvanlar terk edilemez, ancak yeniden sahiplendirme yapılabilir ya da geçici hayvan bakımevlerine teslim edilebilir.”

İngiltere’de sahiplenilen köpeklerin mikroçip ile belirlenmesi zorunludur. Amerika’da dövme veya mikroçip ile hayvanlar kimliklendirilir. Aynı yönde kurallar hukukumuzda da mevcut olsa da bu kuralların cezası olmadığından uygulanabilirliği zayıftır.

Sahipsiz köpeklerin sahiplendirilmesinin ardından hayvan sahibinin sahip olduğu yükümlülükler Yönetmeliğin 10. Maddesinde düzenlenmiştir. Hükme göre, “Ev ve süs hayvanı veya kontrollü hayvanı bulunduranlar ile yeni hayvan sahiplenecekler;

a) Kedi ve köpek gibi hayvanlara yapılan bütün işlemlerin, mevcut ya da geriye doğru izlenebilmeleri ve denetim altında tutulmalarının sağlanması ama- cıyla; hayvanını veteriner hekimler tarafından, mikroçip uygulaması ile kimlik- lendirip kayıt altına almakla,

b) Mikroçip uygulaması yapılamadığı durumlarda; hayvanına ve kendisine ait bilgileri içerecek şekilde ilgili belediyeye Ek-1 deki Sahipli Hayvan Kayıt Defterine belirtildiği şekilde kayıt yaptırmakla,

 c) Hayvanın türüne uygun olan etolojik ihtiyaçlarını karşılamak; gerekli aşılarını ve tedavilerini veteriner hekime yaptırmak, sağlığına dikkat etmekle,

ç) Kontrolsüz üremeyi önlemek amacıyla, toplu yaşanan yerlerde beslenen ve barındırılan kedi ve köpeklerin kısırlaştırılmasıyla, hayvanını yavrulatmak istemesi halinde doğacak yavruları belediyeye bildirerek kayıt altına aldırmak suretiyle bakmak ve/veya dağıtımını yapmakla,

d) Kedi ve köpek gibi sahipli hayvanların ölmesi halinde, hayvanına ait bilgi ve belgelerini yedi gün içinde belediyeye teslim etmekle,

e) Kedi ve köpek gibi hayvanı kaybolduğunda, yedi gün içinde belediyeye bildirmekle,

f) Ev ve süs hayvanları ve kontrollü hayvanların gerektiğinde bağlanması sırasında; kullanılan alet ve ekipmanların hayvana zarar vermeyecek şekilde olmasına dikkat etmek, alet ve ekipmanların hayvanlara yeterli hareket özgür- lüğü vermesini sağlamakla,

g) Hayvanların bakıldığı ve barındırıldığı ortam şartlarının; onların etolojik ve tür özelliklerine uygun, optimum şartlarda olmasına dikkat etmekle,

ğ) Hayvan sahibi ya da hayvan muhafaza eden kurum ve kuruluş, sahibi bulunduğu hayvanın ses düzeyini kontrol altına almak üzere, söz konusu hayvan ya da hayvanların yaşama ortamına en yakın konutta bulunan bir yatak odası için ses basıncı düzeyi ve oturma odaları için de kabul edilebilir ses basıncı düzeyleri ile ilgili olarak 1/7/2005 tarihli ve 25862 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliğin- deki (2002/49/EC) değerleri sağlamakla,

h) Mesken dışında dolaştırılan hayvanların dışkılarını temizlemekle,

ı) Ev ve süs hayvanı veya kontrollü hayvanı, halka açık yerlerde tasma ile kontrol altında dolaştırmakla,

i) Bu Yönetmelik yürürlüğe girmeden önce sahiplendirilmiş tehlikeli hay- vanların; halka açık yerlerde dolaştırılması sırasında çevreye vereceği zararı önleyecek şekilde mutlaka ağızlığını takmakla ve kontrolünde tasma ile dolaştırmakla görevli ve sorumludur.”

Düzenleme incelendiğinde diğer ülkelerden eksik bir uygulamanın bulun-madığı görülmektedir. Ancak düzenleme yaptırımı açısından yetersizdir. Ger- çekten, köpek sahiplerinin hayvanlarını terk etmesi için herhangi bir cezanın belirlenmemiş olması, Almanya’daki sistemden eksik olduğumuz bir noktadır.

G. Sahipsiz Hayvanların Salıverilmesi veya Ötenazisi

Hayvanlar, hiçbir suretle ilgili belediye sınırları dışındaki bir ortama, ormanlık alana veya diğer yaban hayatı yaşam alanlarına bırakılmaz.

Geçici bakımevlerinde kaldıkları süre içerisinde; kanunî istisnalar ile bula- şıcı, tedavi edilemez veya tedavi sonrası iyileşme ihtimali olmayan bir hastalığa yakalanan ve alındığı ortama bırakıldığında insan ve çevre sağlığına önlenemez derecede tehdit vereceğine geçici bakımevi veteriner hekimince karar verilen hayvanların dışında hiçbir hayvan öldürülmez. Öldürme işleminde hayvanlara en az acı veren ve süratle ölümünü sağlayan yöntemler uygulanır45( Ötenazi ile ilgili olarak tüm ilkeler ve yöntemler için bkz. http://web.firat.edu.tr/futdam/ otenazi.htm). Ötenazi işlemi haricinde hayvanları öldürme veya işkence etme halleri gerek uluslararası hukukta gerekse hukukumuzda yasaklanmıştır.

Belirtmek gerekir ki, ötenazi, sahipsiz köpeklerin popülasyonunun kontrol altına alınmasına tek başına yeterli bir araç değildir. Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü’nün belirlediği diğer etmenlerin de (köpek sahiplerinin eğitimi, ticari satışların düzeltilmesi vb.) ötenazi ile birlikte kullanılması gerekir46(Bu noktada Refik Erduran’ın “itlaf ve imha” isimli yazısı önemlidir. Yazara göre, “kuduz virüsü için hayvanların toptan imha edilmesi yeterli değildir. Virüs kontrol altına alınma- dıkça, istediğiniz kadar hayvan öldürün, kuduz önlenemez.” İsmet Sungurbey, Hayvan Hakları, İstanbul 1992, s. 478. ).

VI. SONUÇ

Uluslararası anlaşmalar hayvan hakları açısından taviz verilemeyecek bir husustur. Dünya genelinde sahipsiz köpekler bir sorun olarak görülmektedir. Bu noktada, Amerika, İngiltere, Almanya ve Kanada gibi ülkeler, sahipsiz köpek- lerin toplanıp bakımının yapılması, sahiplendirilmesi, satışı ve köpek sahipleri- nin eğitilmesi konularına titizlikle yaklaşmaktadır.

Ülkemizde de sahipsiz köpeklerin refahı için uluslararası anlaşmalar ve dünya üzerindeki diğer uygulamalar ile paralel kanunlar mevcuttur. Ülkemiz- deki temel sorun kanunların uygulanmasının hiç veya gereği gibi yapılmaması noktasında toplanmaktadır. Ayrıca özellikle sokak köpekleri kamu sağlığını tehdit eder boyutlara varmıştır.

Ülkemiz açısından sorunlardan ilki, hayvan sahiplenilmesi yönündedir. Hayvanların sahiplendirilmesinde en önemli iş, hayvan sahiplerinin bilinçlendi- rilmesidir. Bu yönde Bakanlık, ücretsiz eğitimler vermeli, insanları köpeklerin bakımı konusunda bilgilendirmelidir. Bilinçsiz hayvan sahiplenme hayvanların sokağa terk edilmesine neden olabilir. Gerekirse, hayvan sahiplenmek izne veya ruhsata bağlanmalı, sahiplenilen hayvanlar mikroçip veya dövme ile kimliklen- dirilerek sahibinin üzerine kayıt edilmelidir.

Devletin sokak köpeklerinin sahiplendirilmesini artırmak amacıyla çeşitli fırsatlar sunması gerekir. Örneğin, sokak köpeği sahiplenen bir kişi için, köpeğin veterinerlik bakımlarının bir kısmını devlet karşılayabilir veya sokak köpekleri için köpek mamalarını indirimli olarak satabilir. Bu durumda, hayvan sahipleri mali külfetten kurtulmuş olacaktır. Sokak köpeklerinin sahiplenilmesi bu gibi şekillerle özendirilebilir.

Hayvan sahiplerine Yönetmelik m.10 ile getirilen yükümlülükler, yaptı- rımlar açısından yetersiz kalmaktadır. Kanaatimizce, ülkemizde de sahiplenilen hayvanların sokağa terk edilmesine ilişkin yüksek miktarda bir ceza caydırıcılığı artıracaktır.

Bunun dışında ülkemizde bu alandaki en büyük eksiklik, resmi kurumlara yüklenen bu ödevlerin herhangi bir denetim mekanizmasının olmamasıdır. Ger- çekten, Yönetmeliğin 5 ve devamı maddeleri, resmi kurumlara bu yönde ödevler yüklemiş ise de, günlük yaşamda bu ödevlerin yerine getirilmediği görülmekte- dir. Dolayısıyla kurumların bu ödevlerinin yerine getirilip getirilmediğinin de- netlenmesi amacıyla yeni düzenlemelerin yapılması ve Bakanlığın doğrudan bu sürece müdahil olması gerekmektedir. Yetkilerin devredilmesi nedeniyle uygu- lamada oluşan garabet böylece giderilebilecektir.

Bu husustaki ikinci sorun, hayvanların toplanması işlemlerinin insani ko- şullarda yapılmadığı yönündedir. Bu noktada, bu işlemin kanuni düzenlemelerde de belirtildiği üzere, ehil kişilerin yapması gereken, uzmanlık gerektiren bir iş olduğunu belirtmek gerekir47( https://www.cnnturk.com/turkiye/izmirde-kopek-toplama-operasyonu-tepki-cekti). Dolayısıyla çalışanların liyakatinin de kontrol edilmesi önem arz etmektedir.

Bu husustaki son sorun ise, Yönetmeliğin m.21/d bendinde yer alan, köpeklerin bulundukları ortama salınması hususudur. Sokak köpeklerinin kaynak- lara yeterince ulaşamadıklarından agresifleşmekte olduğunu yukarıda belirtmiş- tik. Halihazırda yeterince beslenemeyen köpeklerin bakımının ardından tekrar aynı ortama bırakılması oldukça yanlış bir uygulamadır. Burada kanun koyucu- nun dünyadaki TNR metodunun ülkemizde de uygulanması gerektiği iradesine sahip olduğu görülmektedir. Ancak TNR metodu yukarıda açıkladığımız üzere birçok olumsuzluğa gebedir.

Bu uygulamanın, sokak köpeği popülasyonunun azaltılması amacıyla da bağdaşır bir noktası yoktur. Zira, popülasyonu kontrol altına alınmaya çalışılan bir habitatın halihazırda kaldırabileceğinden daha fazla köpekle dolması, köpek- ler arasındaki rekabeti de artıracak ve köpekler insanların yanında birbirlerine zarar vermeye başlayacak veya kaynaklara yeterince ulaşamadıklarından açlık çekeceklerdir48(Habitatların kaynaklara göre kaldırabileceği sayıda köpek barındırması gerekir. Fazla gelen köpekler ile birlikte kaynaklar yavaş yavaş yetersizleşmeye başlar ve böylece köpeklerin agresifleşmeleri, hastalanmaları, insanların kaynaklarına müdahale etmeleri gibi etmenler söz konusu olabilir.). Bu noktada, raporumuzdaki amaçlardan ikincisi olan köpek popülasyonunun azaltılması gerekir. Bu durum, habitattaki köpeklerin sağlıklı bir şekilde yaşamaları açısından da oldukça önemlidir. Ülkemizdeki sahipsiz sokak köpeklerinin sayısı düşünüldüğünde TNR metodunun etkisiz kalacağı açıktır.

Hindistan ile Türkiye habitatlarında, sokak köpekleri sayısı habitatın kaldırabileceğinden daha fazladır. Bu nedenle, TNR programı gerek ülkemizde, ge- rekse Hindistan’da amaçlanan faydayı sağlamayacaktır. Kaldı ki, en yakın örnek olan Hindistan’da bu metodun uygulanması, kuduz hastalığından ölen insanların sayısında düşüşe yol açmamış, sokak köpeği kaynaklı diğer yaralanmaları düşürmemiştir. Ülkemizde de bu yöntemin uygulanmasının fayda göstermediği görülmektedir.

Diğer hukuk sistemlerinde ise bu durum, geçici barınaklardaki köpeklerin, belirlenen süre içinde bakımlarının yapılması ve sahiplendirilmesi, sahiplendi- rilmeyen köpeklerin uyutulması yönündedir. Bu noktada, gerek kısırlaştırma işlemi, gerekse uyutma işlemi, köpek popülasyonunu istenen düzeye çekmiş ve sokaklar sahipsiz köpeklerden temizlenmiştir. Bu da sahipsiz köpeklerin yarattığı tüm tehlikeleri ortadan kaldırmıştır.

Ülkemizde de geçici barınaklar, köpeklerin bakımlarının ve kontrollerinin yapılmasının ardından belirli bir süre için barınaklarda tutulması ve ardından uyutulması karşısında, hem köpek popülasyonunun büyümesini kontrol altına almakta hem de bu popülasyonun yarattığı riskleri en düşük seviyeye indirmek- tedir.

Geçici barınakların bu önemi karşısında sayılarının artırılması ve devlet desteğinin artırılması gerekmektedir. Zira, köpek popülasyonunun fazla olduğu yerlerde, geçici barınaklara duyulacak ihtiyaç da fazladır. Bu noktada, kanunda geçici barınakların kurulması her ne kadar Belediyelere yüklenmiş bir görev ise de, bu işlemin Bakanlık eliyle yürütülmesi hem barınakların şartlarının iyileş- tirilmesi hem de Belediyelerin keyfi uygulamalarının önüne geçilmesini sağla- yacaktır.

Bu yüzden Belediyeler ve Bakanlık nezdinde oluşturulacak fonlar aracılığı ile barınakların finanse edilmesi önem arz etmektedir. Oluşturulması düşünülen fonlar, çevre temizlik vergisinde olduğu gibi Belediyeler nezdinde bir kaynak yaratabilecektir. Oluşturulacak fonların Çevre ve Orman Bakanlığı bünyesinde oluşturulan bir birim tarafından sıkı denetlenmesi, gereken çalışmaları yapma- yan Belediyelerin fondan para almaları engellenerek doğrudan Bakanlık tarafın- dan çalışmaların yapılması uygun düşecektir.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 1. Sahipsiz Hayvan Rehabilitasyon Çalıştayı Raporu’nun sonuç kısmında yer alan şu husus, tüm ülke geneline yayılmalıdır; “Kesin olmayan ve sadece tahminlere dayalı çalışmalarla elde edilen rakamlara göre İstanbul’da 100-250 bin arasında sahipsiz hayvan bu- lunmaktadır. Kayıt altına alınamayan ve izlenemeyen bu popülasyonun büyü- mesi ve kontrol edilemez hale gelmesi kaçınılmaz görünmektedir. Bu nedenle uzun vadeli sahipsiz hayvan popülasyonu kısırlaştırma ve sahiplendirme çalışmaları ile kabul edilebilir sayılarda tutulmalı ve kontrolsüz üremenin önüne geçilmelidir. Bu amaca yönelik olarak veteriner hekimler, sivil toplum kuruluş- ları, üniversiteler ve İBB ortaklığında bir planlama çalışması yapılarak uygu- lanmaya alınmalıdır. Sonuçları 5-10 yıl içinde alınabilecek bir planlama çalış- masıyla durum izlenebilir, kontrol edilebilir ve yönetilebilir hale gelecektir.”

Bunun yanında, diğer hukuk sistemleri, belediyelere köpeksiz alan yaratma imkanı tanımış olup, seçilen alanlarda, köpeklerin bakım ve refahını yükseltecek kaynaklara erişimini kolaylaştırmaktadır. Bu noktada, ülkemizde de köpeksiz alanların yaratılması veya köpeklerin kaynaklara erişiminin kolaylaştırıldığı özel alanların oluşturulması gerekliliği gözden kaçmamalıdır. Zira sahipsiz köpekler, yukarıda da belirttiğimiz üzere, en çok 0-4 yaş arası çocuklara saldırmaktadır. Bu nedenle, yerleşim yerleri olan mahalle ve caddelerde sahipsiz köpeklerin bu- lunması o yaş grubundaki çocuklar için risk teşkil edecektir. Dolayısıyla köpek- siz alanların oluşturulması veya köpeklerin toplu olarak rahatça yaşayabileceği alanların yaratılması ve köpeklerin kısırlaştırılması, hem toplum sağlığı açısın- dan hem de sağlıksız köpeklerin refahı açısından önemlidir.

Dolayısıyla Yönetmeliğin 21. Maddesindeki hususun, “toplandığı ortama” olarak anlaşılması uygun değildir. Toplanılan köpeklerin kaynak bakımından zengin ve köpeklerin yaşayabileceği koşullarda bulunan seçilmiş yerlere bırakıl- ması gerektiğini belirtmemiz gerekir. Bu durum, köpekler açısından ötenazinin de önüne geçebilecektir.

KAYNAKÇA

Abraham, Mary-Rose: “India’s Rabid Dog Problem Is Running The Country Raged”, BBC Future, http://www.bbc.com/future/story/20150915-indias- rabid-dog-problem-is-running-the-country-ragged

Acabey, Beşir: “Hayvanların Çevreye Verdikleri Zararlardan Sorumluluk”, Prof. Dr. İrfan Baştuğ’a Armağan Hazırlayan: Bahri Öztürk, Ankara 2001, s. 83 vd.

APHIS (Amerika Tarım Bakanlığı, Hayvan ve Bitki Sağlığı Merkezi), Hayvan- sal Refah Kanunu, https://www.aphis.usda.gov/animal_welfare/downloads /AC_BlueBook_AWA_FINAL_2017_508comp.pdf (e.t. 01.11.2018)

Aidaros, Hassan: “Monitoring And Control Of Dog Populations”, OIE, https://www.oie.int/eng/A_RABIES/presentations_rage/S4- 5%20ControlOfDogPopulation_Prof%20Aidaros.pdf

ASPCA (Amerika Hayvanlara Karşı Zulmü Önleme Topluluğu) Barınaklardaki Hayvanlara İlişkin İstatistik Raporu, https://www.aspca.org/animal- homelessness/shelter-intake-and-surrender/pet-statistics (e.t. 03.11.2018)

Aşar, Haluk: Hayvan Haklarına Yönelik Temel Görüşler ve Yanılgıları, Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Felsefe Dergisi, S: 30, 2018, s. 239- 251. http://dergipark.gov.tr/download/article-file/450531 (e.t. 01.11.2018)

Atalay, Öznur: “Kedi ve Köpeklerin Bazı Davranış Problemleri ve Sağaltım Seçenekleri”, Erciyes Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Dergisi, C:1(2), 2004, s.147-153 http://dergipark.gov.tr/download/article-file/66040 (e.t. 03.11.2018)

Avrupa Birliği Bakanlığı, Hayvan Hakları, Hayvanların Korunması ve Refahı, Ankara 2011

Başpınar, Veysel: “Eşya Hukuku Açısından Hayvanların Durumu”, Medeni Kanun’un ve Borçlar Kanunu’nun 90. Yılı Uluslararası Sempozyumu, 2. Cilt, 2016, s. 1371-1390.

CDC (ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri) Köpek Isırmalarına İlişkin Raporu, https://www.cdc.gov/mmwr/preview/mmwrhtml/mm522 6a1.htm (e.t. 30.10.2018)

Çalışkan, Nihat/Aydın, Mehmet/Aslanderen, Mustafa: “Empati ve Hayvanlarla İletişim”, Ahi Evran Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, C: 1, S: 1, 2014, s. 29-42. http://dergipark.gov.tr/download/article-file/15997 (e.t. 02.11.2018)

Demir, Pınar/Uğurlu Koç, Aysun: “Pet Hayvan (Kedi-Köpek) Sahiplerinin Veteriner Kliniklerine İlişkin Beklentileri”, İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi, C: 40, S: 2, 2014, s. 168-175. http://dergipark.gov.tr/ download/article-file/173525 (e.t. 02.11.2018)

2158 Prof. Dr. Murat AYDOĞDU/Arş. Gör. Ö. Oğuzhan MERAL Ertaş, Şeref: Çevre Hukuku ve Hayvan Hakları Hukuku, İzmir 2012.

Genç Arıdemir, Arzu: “Hayvanların Hukuki Konumlarının İyileştirilmesi Amacıyla İsviçre Medeni Kanunu ile Borçlar Kanunu’nda Yapılan Deği- şikliklere Genel Bir Bakış”, Hüseyin Hatemi’ye Armağan, C: 1, 2009, s. 327-348.

Gürpınar, Damla: “Ev ve Süs Hayvanı Sahiplerinin Hakları ve Yüküm- lülükleri”, İzmir Barosu Dergisi, Yıl: 72, Sayı 4, Ekim 2007, s. 170-212.

Hong Kong Tarım, Balıkçılık ve Muhafaza Bakanlığı, TNR Programı Raporu https://www.legco.gov.hk/yr16- 17/english/panels/fseh/fseh_ar/papers/fseh_ar20170424cb2-1266-1-e.pdf (e.t. 31.10.2018)

ICAM (Uluslararası Refakatçi Hayvan Yönetimi Koalisyonu), Hayvan Popülasyonu Yönetimi Raporu, http://www.icam-coalition.org/downloads/ Humane_Dog_Population_Management_Guidance_English.pdf (e.t. 01.11.2018)

Kılıç, Nuh/Sarıerler, Murat: “Dog Bite Wounds: A Retrospective Study (114 Cases)”, YYÜ Veterinerlik Fakültesi Dergisi, İstanbul 2003, s. 86-88. http://dergipark.gov.tr/download/article-file/146714

Kılıçoğlu, Kumru: “Hayvan Haklarına İlişkin Olarak Borçlar Kanunu Tasa- rısı’ndaki Düzenleme – Hayvanı Öldürme ya da Etkisiz Hale Getirme”, Ankara Barosu Dergisi, S: 4, 2010, s. 335-340. http://dergipark.gov.tr/ download/article-file/397787 (e.t. 02.11.2018)

Kocatepe Veteriner Dergisi, C: 3, S: 2, 2010, Hayvan Refahı ve Etik, http://dergipark.gov.tr/download/article-file/108829

Mutaf, Salim: “Hayvan Barınaklarında Doğal Havalandırma ve Hesaplama Yöntemi”, Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, S:1 (2) 1988, s. 75-85. http://dergipark.gov.tr/download/article-file/464573

OIE (Dünya Hayvan Refahı Örgütü) Sahipsiz Hayvan Popülasyonunu Kontrol Altına Tutmaya İlişkin Çalışma Raporu, http://www.oie.int/fileadmin/ Home/eng/Health_standards/tahc/current/chapitre_aw_stray_dog.pdf

Ontario Köpek Sahiplerinin Uyması Gereken Kurallar Kanunu

https://www.ontario.ca/laws/statute/90d16 (e.t. 01.11.2018)

Sungurbey, İsmet: Hayvan Hakları, İstanbul 1992.

Özavcı, Volkan: Köpeklerde Capnocytophaga Canimorsus ve Capnocytophaga Cynodegmi Türlerinin Kültür ve Moleküler Yöntemlerle Araştırılması, Doktora Tezi, Aydın 2012, s.ii.

Özgür, Atilla: “Hayvanlarla Yaşamı Paylaşmak”, Veteriner Hekimler Derneği Dergisi, C: 81, S: 2, 2010, s. 9-13. http://dergipark.gov.tr/download/article- file/405195 (e.t. 01.11.2018)

Sahipsiz Köpeklerin Popülasyonunun Kontrol Altına Alınması ve … 2159

PETA (Hayvanların Etik Tedavisi İçin İnsanlar) Ötenazi Raporu, https://www.peta.org/issues/animal-companion-issues/overpopulation/ euthanasia/

Savaş, Türker/Yurtman, İsmail Yaman/Tölü, Cemil: “Hayvan Hakları ve Hayvan Refahı: Felsefi Bakış – Nesnel Arayışlar”, s. 54-61. http://dergipark.gov.tr/download/article-file/85059 (e.t. 02.11.2018)

SoSD (Singapur Gönüllü Köpek Barınağı) TNR uygulamaları https://sosd.org.sg/sponsor-a-tnr-dog/what-is-tnrm-how/

Tamzok, Hülya/Kük, Mustafa/Çobanoğlu, Nesrin: “Hukuki ve Etik Boyutlarıyla Sokak Hayvanları”, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2013, s. 257 vd.; İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 1. Sahipsiz Hayvan Rehabilitasyon Çalıştayı, 30 Mart 2016, http://gida.ibb.istanbul/img/125492652017__9577600359I.pdf

Toronto Hayvan Hakları Kanunu, https://www.toronto.ca/legdocs/municode/ 1184_349.pdf (e.t. 01.11.2018)

Y ağanoğlu, A. V ahap: “Hayvan Barınaklarında Çevre Koşullarının Düzenlenmesi” Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, C: 17, S: 1-4, 1986, s. 121-129. http://dergipark.gov.tr/download/article-file/35147 (e.t. 02.11.2018)

https://www.legislation.gov.uk (e.t. 01.11.2018) http://www.gesetze-im-internet.de/ (e.t. 02.11.2018) 

The post H SAHİPSİZ KÖPEKLERİN POPÜLASYONUNUN KONTROL ALTINA ALINMASI VE BUNA İLİŞKİN HUKUKİ ALTYAPININ OLUŞTURULMASI first appeared on Göktan Eker.

]]>
KOKU TAKİBİ / MANTRAILING EĞİTİMLERİ http://www.goktaneker.com/2018/11/20/koku-takibi-mantrailing-egitimleri/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=koku-takibi-mantrailing-egitimleri http://www.goktaneker.com/2018/11/20/koku-takibi-mantrailing-egitimleri/#respond Tue, 20 Nov 2018 07:14:20 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3453 22/23 ARALIK 2018 EĞİTİM KAYITLARIMIZ BAŞLADI ! KAYIT İÇİN:  k9guvenlik@gmail.com   KOKU TAKİBİ EĞİTİMLERİMİZİN İLKİNİ BAŞARI İLE BİTİRDİK           Sevgili Dostlar 17/18 kasım 2018 Tarihlerinde İstanbul[...]

The post KOKU TAKİBİ / MANTRAILING EĞİTİMLERİ first appeared on Göktan Eker.

]]>
22/23 ARALIK 2018 EĞİTİM KAYITLARIMIZ BAŞLADI !

KAYIT İÇİN:  k9guvenlik@gmail.com

 

KOKU TAKİBİ EĞİTİMLERİMİZİN İLKİNİ BAŞARI İLE BİTİRDİK

          Sevgili Dostlar 17/18 kasım 2018 Tarihlerinde İstanbul Beykoz’da organize ettiğimiz eğitimlerimizi tamamladık. Sizlerin de desteği ile bir çok insana ulaştık, çok ama çok önemli bir başlangıç yaptık.

 

KOKU TAKİBİ/ MANTRAILING NEDİR?

Kayıp İnsanların yürüdükleri güzergahta saçtıkları kokuların köpek tarafından takip edilmesi ve kayıp insana ulaşılmasını sağlayan bir eğitim dalıdır.

 

 

 

Hangi Irk Köpeklere Uygundur ?

Bir İnsanda ortalama 5 milyon koku hücresi varken bu sayı köpeklerde ırklara göre farklılık göstermek kaydı ile 300/450 milyon arasında değişiyor.

Köpeklerin bu üstün yanları göz önünde bulundurulduğunda eğitimler her ırk köpek için uygundur.

Tabi eğitimlerde sağlık sorunu olmayan, koşmayı seven, sosyal, yaş mama tüketmeyi seven köpekler daha istekli olacaklardır.

 

 

 

 

Eğitimler Köpeğime Ne Katar ?

Öncelikle Koku Takibi Eğitimlerinin köpeklerin genetik dürtülerine en uygun eğitim branşlarından biri olduğunu söylemeliyiz, köpeklerin oldukça yüksek avlanma ve av güdüsü şehir hayatına adaptasyonlarının tam olarak oluşmasını engellerken Koku takibi eğitimleri ile tatmin olan iç güdüleri sayesinde mutlu köpekleriniz olacaktır.

 

 

 

Köpeklerde Davranış Problemleri!

Koku Takibi Eğitimlerinde bir çok davranış problemi olan köpeklerin rehabilitasyon amaçlı katılabilmeleri ve olumlu sonuç alabilmeleri mümkündür. Zira Bu problemlerin çoğunun başında  sahip/köpek ilişkisindeki yanlışlıklar, doğru ırkta ve karakterde  köpek seçilememiş olması, genetik özelliklerine uygun olmayan yaşam şekli geldiği uzmanlarca sürekli dile getiriliyor.

Koku takibi eğitimleri köpeğin doğasına son derece uygun olduğundan bu sorunların ortadan kaldırılmasında da önemli bir etken olabiliyor.

 

 

 

 

Eğitimlere Nasıl Katılabilirim ?

Koku Takibi Eğitimlerini Yaygınlaştırmak ve zamandan tasarruf edebilmek için eğitimlerin Teorik Bölümleri Video-ders şeklinde Uzaktan eğitim portalına yüklendi.

Teorik eğitimlerin tamamlayan köpek sahipleri için de Uygulamalı workshop tarihleri belirlenmeye başlandı.

1-) egitim.goktaneker.com a üye olunuz.

2-) Üyeliğinizi aktive ettikten sonra size gönderilen ödeme linkinden kredi kartı ile kolayca teorik eğitimlerin ödemesini yapınız.

3-) İlan edilecek uygulamalı eğitimleri web sayfamızdan ve Mantrailing Türkiye facebook ve instagram sayfasından takip ediniz.

4-) Size uygun şehir ve tarihlerdeki uygulamalı eğitimlere mail ile kayıt yaptırınız.

 

ETKİNLİKLERİN PLANLANACAĞI İLLERİN BELİRLENMESİ AMACI İLE AŞAĞIDA LİNKTE BULUNAN FORMU DOLDURARAK  ÖN BAŞVURU YAPABİLİRSİNİZ!

https://docs.google.com/forms/d/18FmwWwEVSKo4nFrUsj7QoaEoqGqUswxVT-x4XXBr-3o/edit

En Kısa Zamanda görüşmek dileğiyle.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Eğitim fotoğraf ve videoları için https://www.facebook.com/Mantrailing-T%C3%BCrkiye-434322206679612/

The post KOKU TAKİBİ / MANTRAILING EĞİTİMLERİ first appeared on Göktan Eker.

]]>
http://www.goktaneker.com/2018/11/20/koku-takibi-mantrailing-egitimleri/feed/ 0
MANTRAILING / KOKU TAKİBİ WORKSHOP http://www.goktaneker.com/2018/10/20/mantrailing-koku-takibi-workshop/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=mantrailing-koku-takibi-workshop http://www.goktaneker.com/2018/10/20/mantrailing-koku-takibi-workshop/#comments Sat, 20 Oct 2018 09:28:56 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3398     KÖPEĞİNİZ KAYIP İNSANLARI BULABİLME YETENEĞİNE SAHİP BİR KAHRAMAN OLABİLİR !     Sevgili Köpekseverler, Değerli Takipçilerimiz. Ülkemizde çok bilinmeyen ancak ABD ve Avrupa Ülkelerinde yaygın olan MANTRAILING-KOKU TAKİBİ[...]

The post MANTRAILING / KOKU TAKİBİ WORKSHOP first appeared on Göktan Eker.

]]>
 

 

KÖPEĞİNİZ KAYIP İNSANLARI BULABİLME YETENEĞİNE SAHİP

BİR KAHRAMAN OLABİLİR !

 

 

Sevgili Köpekseverler, Değerli Takipçilerimiz.

Ülkemizde çok bilinmeyen ancak ABD ve Avrupa Ülkelerinde yaygın olan MANTRAILING-KOKU TAKİBİ Köpekleri
eğitimleri konularında farklı bir yöntem ve içerik ile eğitim faaliyetlerine başlamış bulunmaktayız.

Her yıl yüzlerce insanın gayrı meskûn alanlarda kaybolduğu, Alzheimer hastalarının evlerinden çıktıktan sonra meskûn mahallerde yollarını tekrar bulamadıkları, kadınlarımızın ve çocukların kaçırıldıkları haberlerine her an rastlamak mümkündür.

Başlattığımız bu çalışmalarla belirli seviyelere gelen gönüllü ve görevlilere ait köpeklerin belki de kaybolan tanıdığımız insanları bulabilmesi ve ailesine kavuşturulması bu eğitimlerle mümkün hale gelecektir.

 

Mantrailing / Koku Takibi Nedir?

Geçmişi ABD’de çiftliklerden kaçan kölelerin bulunmasına dayanan Mantraling Köpekleri , Uzunca süredir kayıp insanlarınbulunmasında oldukça başarı göstermişlerdir.
Mantrailing-Koku Takibi, kayıp ya da kaçak kişinin yürüdüğü güzergah üzerine yayılan , tamamen kendine has ve başkaörneği olmayan kokusunun eğitimli köpekler tarafından takip edilmesi anlamına gelmektedir.
Köpek idarecilerine de Mantrailer- Koku Takipçisi denir.

 

Mantrailing-Koku Takibi Köpekleri İle İlgili Durum
Ülkemizde çok yeni olan Mantrailing-Koku takibi eğitim sisteminde TARAFIMIZCA eğitilen ilk köpek olan FIRTINA, eğitimlerinin tamamlamasının ardından özel bir protokol ile AKUT a kazandırılmıştır.
Fırtına, idarecisi Burak Akın ile aldığı adaptasyon eğitimlerinin ardından son 3 yılda birçok kayıp insana ulaşılmasında başrol oynamıştır.

 

Neden Mantrailing/Koku Takibi? / Evde Beslediğim Köpeğime Ne Katar ?
Evlerde pet olarak beslenen köpekler her ne kadar evcilleşmiş olsalar da vahşi atalarının genlerini taşımaktadırlar.
Köpeklerin gerek fiziki gerekse zihinsel olarak aktivite içerisinde oldukları yegâne köpek eğitim branşlardan biri
Mantrailing/Koku Takibidir.

Oldukça yetenekli ev köpeklerinin yetersiz egzersiz sebebi ile evlerde bazı sorunlar yaşadıkları hepimizce bilinen bir
gerçektir.
Tüm bu sebeplerle;
– Ev köpeklerinin bedensel ve zihinsel dengeli egzersizlerle mutlu olmalarını görmek,
– Avlanma ve av güdülerini tatmin ederek sakin ve daha kontrollü olmalarına çalışmak,

-Hem Köpeklerin hem de sahiplerinin keyif alacakları sürekli eğitim altyapısı oluşturmak,
– İçlerinden bu eğitimler neticesinde başarılı olanların insan hayatını kurtarmaları amacı ile ileri düzey eğitimlere geçip faydalı olmalarını sağlamak

-Köpek sahiplerinden gönüllü kurtarmacı olmak isteyenlere ileri düzey eğitimler vermek,

 

HEDEF

-Ülkemizde hem köpek sahipleri için sürekli bir etkinlik programı oluşturarak köpek sahip ilişkisinde yeni bir alt yapı oluşturmak.

-Aynı zamanda yetenekli köpeklerin ileri seviyelere gelerek Kayıp İnsanların Bulunmasında Sosyal Sorumluluk Projesi Başlatmak.

 

-ARAMA KURTARMA GÖNÜLLÜLERİ VE GÖREVLİLERİNE ÜLKEMİZDE YENİ OLAN BU BRANŞ KONUSUNDA EĞİTİM VERMEK

WORKSHOP 1.1 ETKİNLİK BİLGİSİ

TARİH                                : 17-18 KASIM 2018 ( hava şartlarında olumsuz bir değişiklik olursa etkinlik ertelenebilecektir.( talebe göre haftaiçi grubu da oluşturulabilecektir.
YER                                       :İSTANBUL – K9 GÜVENLİK EĞİTİM TESİSLERİ VE CUMHURİYETKÖY ORMANI
DİL                                       :TÜRKÇE
HEDEF KİTLE                :Köpekleri Koku Takibi için uygun ve istekli Köpek Sahipleri

Köpekli Arama Kurtarma Gönüllüleri,
Köpekli Arama Kurtarma görevlisi personel
Emniyet ,Jandarma ve TSK teşkilatından gözlemci personel
(Tüm isteklilerin teorik eğitim  1.1 i bitirip aldıkları sertifika ile uygulamalı workshopa                                                          katılabileceklerdir. )

 

The post MANTRAILING / KOKU TAKİBİ WORKSHOP first appeared on Göktan Eker.

]]>
http://www.goktaneker.com/2018/10/20/mantrailing-koku-takibi-workshop/feed/ 4
Turkish dog-handler recalls a life on the frontline Goktan Eker has spent two decades training K9 breeds for security work in Turkey and in foreign war zones http://www.goktaneker.com/2016/01/27/turkish-dog-handler-recalls-a-life-on-the-frontline-goktan-eker-has-spent-two-decades-training-k9-breeds-for-security-work-in-turkey-and-in-foreign-war-zones/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=turkish-dog-handler-recalls-a-life-on-the-frontline-goktan-eker-has-spent-two-decades-training-k9-breeds-for-security-work-in-turkey-and-in-foreign-war-zones Wed, 27 Jan 2016 17:24:51 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3643 https://www.aa.com.tr/en/turkey/turkish-dog-handler-recalls-a-life-on-the-frontline/511006 By Burcu Arik ISTANBUL Goktan Eker is a man with a mission. One of Turkey’s most experienced dog-handlers, the Istanbul-based expert says that the country needs to establish a[...]

The post Turkish dog-handler recalls a life on the frontline Goktan Eker has spent two decades training K9 breeds for security work in Turkey and in foreign war zones first appeared on Göktan Eker.

]]>
https://www.aa.com.tr/en/turkey/turkish-dog-handler-recalls-a-life-on-the-frontline/511006

By Burcu Arik

ISTANBUL

Goktan Eker is a man with a mission.

One of Turkey’s most experienced dog-handlers, the Istanbul-based expert says that the country needs to establish a national standard for canine trainers.

Given the Turkey’s recent experiences with mass-casualty bombings in public places, the need for the edge given by specially trained dogs (often referred to as K9 units) has never been greater.

Eker was speaking to Anadolu Agency recently about his training facility outside Istanbul where he is honing the skills of at least 15 dogs which will play a vital role in maintaining security in Turkey and abroad.

Eker – a 45-year-old former policeman – has spent 20 years forming a special bond with his animals, enjoying a career which has taken him and his dogs from Turkey’s capital to conflict-hit countries like Iraq, Afghanistan and Bosnia.

Surprisingly, however, he is one of just a handful of dog-training consultants in Turkey.

Energetic and persuasive, Eker’s drive makes him sought-out as a dog handler.

After becoming a police officer in 1993 in Ankara, Eker worked on organized crime and riot control – it was here he first worked with K9 police dogs.

Eker was a policeman only for five years. Before resigning from the force, Eker was one of 10 officers who established Ankara’s Golbasi dog-handling center for the Turkish national police in 1996.

“I resigned because I wanted entirely to focus my career on K9 breeds,” Eker says, indicating that his inquisitive and liberal characteristics were also key factors in his resignation.

Traveling to Germany, the Netherlands, the United Kingdom and Hungary to learn from overseas training methods, Eker finally admitted that the use of police dogs in Turkey was not as efficient when compared to some Western countries.

“Dogs, in many ways, are just like people but their olfaction and sense of hearing are far superior to human’s senses which means they make fewer mistakes than people.

“I thought that we should be using dogs more,” Eker says.

According to Eker, his two-and-a-half years’ experience in war-torn Iraq is the milestone of his career.

“The turmoil and deployment of American soldiers in Iraq created a need for K9 breeds for security. With this opportunity, my Iraq adventure began,” Eker says.

Arriving in 2005, Eker supplied bomb-detecting and guard dogs for the U.S. military: “I also worked at Mosul International Airport, which is now under the control of a terrorist organization [Daesh].

“Iraq was important for me because I gained most of my knowledge about dog training there,” Eker says.

Eker says the deadly July 2005 London bombings also had a major role in his career development; he had arrived at Mosul International Airport with just two dogs one day before four bombers killed 52 people in a wave of attacks in the U.K. capital.

“On the same day, nearly 50 bomb dogs from Europe also arrived at the airport. However, due to the bombings, air traffic was stopped and the trainers could not reach Mosul,” he says.

It meant Eker was put in charge of all the K9 units at the airport. According to him, Turkey was considered to be in the third league of the working-dogs sector until this incident.

As a result of his performance Eker and his dogs gained their European counterparts’ respect.

Eker established his own business – K9 Security Company – in 1998 in Istanbul. “I studied and traveled a lot to enhance the using of the police dogs in Turkey,” he says.

With his 20 years of experience, Eker is now sought out by security forces and specialist security companies which want to take advantage of a recent change in Turkish law which now allows private firms to use K9 dogs.

According to Eker, the sector was also subject to many legal hurdles and Turkey only recently allowed private security firms to use dogs.

“But a new regulation, which was passed last September, has enabled private security organizations and companies to use K9 dog breeds to answer the high volume of special calls for security services,” he says.

The new regulation aims to make the canines more effective. According to the regulation, K9 units are defined as guard dogs, explosives-detecting dogs or drug sniffer dogs.

Before the regulation, K9 dogs had been exclusively for police forces and other law-enforcement personnel.

Eker now also trains would-be trainers.

“I worked in Afghanistan and America, giving courses on the training of sniffer and search-and-rescue dogs in a number of countries including Azerbaijan, Libya, Bosnia-Herzegovina, Kosovo, Russia and Croatia,” he says.

Eker has 15 talented animals right now: “Two of my canines worked as bomb-detecting dogs for Turkish President Recep Tayyip Erdogan when he was prime minister,” he adds.

“Dog training is a tremendously rewarding career and there is a huge demand for it both domestically and internationally.

“But, we do not have a national certification or education system for dog trainers,” Eker says, complaining about a lack of standardization and national consensus.

Eker says that recent terror attacks and illegal immigration from Syria and Iraq have forced Turkish security departments use dogs and make use of their talents.

However “even the number of K9 breeds at Amsterdam’s Schiphol Airport is more than the number of total security dogs in Turkey,” Eker says.

“We should pave the way for the use of security dogs in Turkey especially in this current terror spiral in the country.

“Turkish security forces are foreign-dependent. We, unfortunately, import the dogs and even the trainers as there is no sector for security dogs in our country,” Eker adds.

The demand for training programs is huge but after September’s rule-change it is more than ever, Eker says:

“We have an ongoing certificate program in Istanbul’s Bahcesehir University, which provides the education, practical skills and hands-on experience needed to become a dog trainer.”

For his dogs however the long road to success starts today at a freezing yard outside Turkey’s biggest city. For the best of them, a career making our cities, airports and lives safer awaits.

The post Turkish dog-handler recalls a life on the frontline Goktan Eker has spent two decades training K9 breeds for security work in Turkey and in foreign war zones first appeared on Göktan Eker.

]]>
Güvenlik ve K9 köpekleri semineri http://www.goktaneker.com/2014/04/03/guvenlik-ve-k9-kopekleri-semineri/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=guvenlik-ve-k9-kopekleri-semineri http://www.goktaneker.com/2014/04/03/guvenlik-ve-k9-kopekleri-semineri/#comments Thu, 03 Apr 2014 19:34:20 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=1262 Narkotik , Bomba , Kadavra köpekleri , koku tanıtımı ve Mantrailing konularında  yerli ve yabancı uzman eğitmenlerimizin katılımı ile gerçekleşen seminerimiz bugün sona erdi. Tüm eğitmen ve katılımcılarımıza teşekkür ederiz. Seminer,[...]

The post Güvenlik ve K9 köpekleri semineri first appeared on Göktan Eker.

]]>
Narkotik , Bomba , Kadavra köpekleri , koku tanıtımı ve Mantrailing konularında  yerli ve yabancı uzman eğitmenlerimizin katılımı ile gerçekleşen seminerimiz bugün sona erdi. Tüm eğitmen ve katılımcılarımıza teşekkür ederiz. Seminer, workshop ve etkinlik duyurularımız için Facebook sayfamızı takip edebilirsiniz.

Eğitmen kadromuz: 

Alexey Baranovsky/Anna Radchenkova – Narkotik Köpek Eğitimi
Andrey Frederkov – Detektör köpek eğitiminde kullanılan simülatör kokular
Zeljko Martic – Özel Operasyon Köpekleri (SWAT) Eğitimi
Andrea Pintar – Kadavra (SAR) Köpekleri Eğitimi
Göktan Eker – Koku tanıtımı
Göktan Eker / Christian Nikolic – Mantrailing
Zafer Ercan – En Son Kullanılan Uyuşturucular ve en son kaçakçılık yolları ve yöntemleri

NOT: Seminerlerimize yalnızca konu ile ilgili devlet görevlileri katılabilir.

FOTO GALERİ:

The post Güvenlik ve K9 köpekleri semineri first appeared on Göktan Eker.

]]>
http://www.goktaneker.com/2014/04/03/guvenlik-ve-k9-kopekleri-semineri/feed/ 2
Kargo ve Lojistik Güvenliğinde K9’ların Kullanımı http://www.goktaneker.com/2013/11/14/kargo-ve-lojistik-guvenliginde-k9larin-kullanimi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=kargo-ve-lojistik-guvenliginde-k9larin-kullanimi http://www.goktaneker.com/2013/11/14/kargo-ve-lojistik-guvenliginde-k9larin-kullanimi/#respond Thu, 14 Nov 2013 09:05:21 +0000 http://goktaneker.com/?p=548 Ülkemizin tabiri caiz ise Doğu be batı arasında bir köprü olduğu hemen hemen hergüm farklı ortamlarda dile getirilmektedir. Kültürden , sanata , ticatten,  siyasete hemen her farklı mecrada ülkemizin  stratejik[...]

The post Kargo ve Lojistik Güvenliğinde K9’ların Kullanımı first appeared on Göktan Eker.

]]>
Ülkemizin tabiri caiz ise Doğu be batı arasında bir köprü olduğu hemen hemen hergüm farklı ortamlarda dile getirilmektedir. Kültürden , sanata , ticatten,  siyasete hemen her farklı mecrada ülkemizin  stratejik bir köprü olduğundan bahsedilir.Sosyal alanda bunlar konuşulurken güvenlik alanında da bir köprü ülke olduğumuz konusunda bir fikir birliği vardır.

Özellikle kara yolu ile Avrupa’ya Ortadoğu’ya ve Asya’ya açılan ülkemizde müthiş bir karayolu kargo taşımacılığı hacmi bulunmaktadır. Bununla birlikte ülke içi kargo taşımacılığı ve bireysel taşıma faaliyetleri de düşünüldüğünde konu ile ilgili faaliyetin hacmi bir kez daha anlaşılacaktır.

Gerek ülke içi hareketlilik gerek ise ülke dışı hareketlilik göz önünde bulundurulduğunda , gönderiler önce gönderilcilerden alınır, büyük aktarma veya lojistik merkezlerinde toplanır, akabinde de ülke şehir semt ve hatta mahalle şeklinde depolanırlar. Tüm bu hareketlilik içerisinde kötü niyetli zihniyetler bu hareketliliği ne yazık ki farklı amaçlarla da kullanabilirler.

Bu bağlamda kargo ve lojistik güvenliğimde K9’ların kullanımı söz konusu olmaktadır.

Özellikle kargoların aktarma depolama merkezlerinde görev alacak detektör K9’lar firmaların bu art niyetli kişi ya da kişiler tarafından kullanılmasını da engelleyebilecektir. Zira kargo acenteleri günlük operasyon yoğunluğu içerisinde fiziki güvenlik prosedürlerini çok da iyi yerine getirememektedirler.

Bu durum yurtdışı lojistik yapan firmalar için e son derece önemlidir. Zira araçlarının içerisinde örneğin bir uyuşturucu madde ile yakalanması durumunda araca içerisindekiler ile birlikte el konulması söz konusudur ve araçta diğer müşterilere ait gönderiler de bu durumdan olumsuz etkilencektir.

Konuyu sadece uyuşturucu madde kaçakçılığı çerçevesinde ele almamayalım. Tütün, sigara ve çay kaçakçılığı gibi sahte ve taklit ilaç kaçakçılığının engellenmesinde de kargo güvenliği kapsamında  lojistik firmalarında k9 lar kullanılabilir.

Binlerce metreküp gönderi k9 lar sayesinde çok kısa bir sürede kontrol edilebilmektedir. Zira halen bu hizmeti uygulayan firmalar hizmetten son derece memnundurlar

The post Kargo ve Lojistik Güvenliğinde K9’ların Kullanımı first appeared on Göktan Eker.

]]>
http://www.goktaneker.com/2013/11/14/kargo-ve-lojistik-guvenliginde-k9larin-kullanimi/feed/ 0
Görev köpekleri K9’lar http://www.goktaneker.com/2013/10/24/gorev-kopekleri-k9lar/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=gorev-kopekleri-k9lar http://www.goktaneker.com/2013/10/24/gorev-kopekleri-k9lar/#respond Thu, 24 Oct 2013 18:05:42 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=1200 ‘Mehmetçiğimizin terörle mücadelesinde K9’lardan daha fazla istifade edilmesinin personel kaybını önleyeceğini düşünmekteyim’… Neredeyse dünyanın her yerinde güvenlik birimleri K9’ suz hareket etmezlerken, Amerika’da ve bazı kıta avrupası ülkelerinde özel güvenlik[...]

The post Görev köpekleri K9’lar first appeared on Göktan Eker.

]]>
‘Mehmetçiğimizin terörle mücadelesinde K9’lardan daha fazla istifade edilmesinin personel kaybını önleyeceğini düşünmekteyim’…

Neredeyse dünyanın her yerinde güvenlik birimleri K9’ suz hareket etmezlerken, Amerika’da ve bazı kıta avrupası ülkelerinde özel güvenlik firmaları K9’ suz önlem almazlarken, biz henüz çok gerideyiz’..

Röportaj: GAZETE 9 EYLÜL/İZMİR- 22 EKİM 2013- YILDIZ ÇELİK
http://yildizcelikist.blogspot.com/2013/10/gorev-kopekleri-k9-lar.html

‘Güvenlik’ ve ‘Pet’ Sektörü, bu iki sektörün birbiri ile alakası yokmuş gibi görünmesine rağmen ‘Güvenlik Güçlerimiz’ ve ‘Özel Güvenlik Teşkilatı’nın en stratejik yardımcılarından birinin köpekler olduğu ya da olması gerektiğini söylemek yanlış olmaz. Sivil halkın bundan pek haberi olmasa da, ‘Görev Köpekleri’ bu sıralarda polisiye amaçlı çok kısıtlı olarak ta askeriye amaçlı kullanılmakta. Jandarmanın hizmetleri de aslında bir nevi kırsal polis gibi.

Hizmet alanı ağırlıklı olarak K9 eğitimi. K9 Latince’ den gelen, köpek anlamındaki canine kelimesinin ca-nine, yani K9 olarak kısaltılması. Önceleri köpeklerin sadece askeri ve polisiye eğitimleri yapılırken ihtiyaçların yaygınlaşmasıyla eğitim disiplinini ifade etmeye başlıyor ve hemen hemen tüm Askeri ve polisiye hizmet köpekleri K9 olarak adlandırılıyor. K9 filmine kanmayın, bu köpekler sadece Alman kurdu değil.

İşte bu tür yanlış anlaşılmaları ve eğitimi on üç yıldır faaliyetteki K9 Güvenlik firmasının ’ nin kurucularından 1998 yılına kadar devam eden memurluğu zamanından bu yana köpek eğitmeni Göktan Eker:‘K9’lar tüm dünyada askeri kullanımın birçok farklı evrelerinde ve farklı birimlerinde etkin olarak kullanılmaktadırlar. Mehmetçiğimizin terörle mücadelesinde K9’lardan daha fazla istifade edilmesinin personel kaybını önleyeceğini düşünmekteyim, Hatta Bölge ülkelerinden birinde K9’larla askeri kullanım konusunda çalışan biri olarak buna eminim. TSK’ nın köpeklerin askeri kullanımı konusunda daha etkin olması gerektiğini düşünüyorum. Sınır güvenliği konusunda neredeyse doğru dürüst bir kullanım olmadığı, kevgir olan sınırlarımızın halinden ve yıllardır temizleyemediğimiz mayınlardan hareketle aşikardır’ diye anlatıyor.

Eğitimin esasını ne oluşturuyor?

Sistemimizi köpeklerin içgüdülerinin artırılarak yönlendirilmesi üzerine kuruyoruz; avcılık, takip ve benzeri içgüdülerin artırılması ile arama köpekleri, mücadele ve benzeri içgüdülerin artırılması ile koruma köpekleri eğitimi yapıyoruz. Tabii ana kural doğru davranışları gerektiği kadar ödüllendirmek, yanlış davranışları görmezden gelmek veya ikaz etmek. Ceza hemen hemen hiç kullanmadığımız bir uygulama, ancak kaçınılmaz bir durum varsa, eğitmenin değil de üçüncü kişilerin bu uygulamayı yapmasını rica ediyoruz.

Unutulmaması gereken ana kural ise köpek eğitiminin en önemli dayanağı genetik yapının o eğitime uygunluğu.

Bu pazarı yaratan koşullar nelerdir?

Nüfus artışı, liberalleşen-globalleşen ekonomi, evcil hayvanlara karşı giderek aertan talep ülkemize birçok köpek ırklarının gelmesine neden oldu. Bu büyük Pazar gerek içeride gerekse dışarıda birçok kişinin iştahını kabarttı, reklamlarda, filmlerde boy gösteren ünlü köpekler pazarı daha da şişirdi ve Türkiye bir köpek çöplüğüne dönüştü. Buna ülkemizde köpek yetiştiriciliğini, iki birbirine benzeyen köpeği çiftleştirip çıkan yavruları daha sütten kesilmeden satmak sanan tüccarlar da eklenince köpekçilik çözümlenemez sorun yumağı haline geldi.

Eski Doğu bloğu ülkeleri başta Bulgaristan ve yakın ülkeler olmak üzere bu ülkelerdeki köpek yetiştiricileri, merkez Avrupa’ya satamadıkları standartların altında kırma, hasta, problemli ne varsa ülkemize gönderip satmaya başladılar. 15-20 yıl öncesine kadar köpek eğitimi, köpek pansiyonu ya da köpek çiftliği gibi tabirlere uzak bir toplumduk. Belki de Özallı yıllar, dünyaya açılım, yeni gelişen burjuvazinin katkısı ile pet adını verdiğimiz ev köpekleri ile tanıştık…

Burjuvazi, medya, toplumda model olan kişiler, sinema ve pek tabii internet yeni köpeklere ve farklı köpek ırklarına talebi arttırırdı.
Buna ülkemizde köpek yetiştiriciliğini iki birbirine benzeyen köpeği çiftleştirip çıkan yavruları daha sütten kesilmeden satmak sanan tüccarlar da eklenince KÖPEKÇİLİK çözümlenemez sorun yumağı haline geldi.

İşte bu arada artık eğitmenler devreye girmeye başladı, gerek yerli gerekse doğu Avrupa kökenli eğitimciler bu çarpıklıkların içerisine adeta “köpekleme“ daldılar. Ancak bırakın çözüm getirmeyi sorunu daha da karmaşık hale getirdiler. Getirdiler derken kendimi bu gruptan ayrı tutmuyorum, bende köpek eğitmeni olduğum için sorumluluğun bir kısmını da kendime alıyorum.

Yabancı kökenli eğitmenler belirli genetik havuzdan gelen köpeklerle çalışmaya alışık olduklarından ülkemizdeki durum karşısında şoka uğradılar. Ülkemizdeki köpek Çöplüğünde boğuldular, yerli eğitmenler ise sahipsiz, itile kakıla işlerini yapmaya çalıştılar, ama nafile, ha bide iki gün bakıcılık yapıp, bir süre köpek çiftliğinde çalışıp türeyen ‘UZMAN’ eğitmenlerle doldurduk büyük şehirleri. Zira ülkemizde ‘Köpek Eğitmeni’ yetiştirecek ne okul ne de bir sistem vardı, eğitilen köpekleri sınava tabi tutacak, eğitmenlerin yaptıklarının ya da söylediklerinin doğruluğunu kontrol edecek hiçbir ama hiç bir şey yoktu.

Sizin deyiminizle ‘Köpekçilik’ sektörünün bu sorunlarının yansımaları nelerdir?

Alınıp bakılmayan, ihtiyaçtan fazla üretilen köpekler sokaklara salınmaya başlandı. ‘Sokak köpeği’ problemi büyüdü. Belediyeler halktan gelen şikayetlerle hayvan severlerin arasında sıkışıp kaldı; bir tarafta toplum sağlığı, diğer tarafta insani duygular, öbür tarafta hayvan severler!

Dışa açılım ile ithalatın artması, tüketim alışanlıklarımızdaki değişim, hayvancılığımızı da menfi yönde etkiledi. Hayvancılığın gerilemesi ile Köylü Çoban Köpeğimiz kangalın ve Anadolu’daki diğer akrabaları ve bu coğrafyada yaşayan aynı amaçlı diğer ırkların da bu yeni akıma, pet sektörünün gelişimine fazla dayanamayacağı anlaşıldı.
Köylü çoban köpekleri şehre taşınıp dejenere oldular, Avrupalı rakipleri ile dövüş kulüplerinde birbirlerine kırdırıldılar, işi binlerce küçükbaş hayvanı gütmek olan, çobanın en büyük yardımcısı heybetli köpek, çobanın şehre taşınıp otoparkta çalışmaya başlaması ile artık kurt yerine dövüş ringlerinde rakiplerinin üzerine saldırtırdılar.

Ne yapabilirlerdi ki? İmdatlarına genelde yurtdışı kökenli Hayvan Hakları Savunucuları, Hayvan Koruma Dernekleri ve benzeri kurumlar yetişti. Belediyeler, sokak hayvanı koruması, bakımı ve benzeri konularda onlardan büyük destek alarak belediye hizmetlerinde değişikliğe gitmeye başladı.
Pet sektörü yapısal olarak Tarım Bakanlığı bünyesinde. Bakanlık, eğitim çiftliği için eğitmenlerden sertifika istiyor ama ülkemizde bu konuda eğitim veren bir okul veya kurs yok. Buna Tarım Bakanlığı el atmalı. Sokakta köpeğin olmamasına odaklanmış belediyelerimiz problemin gerçek kaynağı, yani köpeklerin sokağa bırakılmasıyla ilgili çalışmalar yapmalı. Milli Eğitim Bakanlığı ‘Köpek bakımı, Yetiştirilmesi, Eğitimi’ konularında ellerindeki program oluşturmalı. Bu konuda yüksek okul düzeyindeki ülkelerden ‘Müslüman köpek idarecisi’ talebi geliyor. Ve biz bu talebe cevap veremiyoruz.

Peki, K9 kullanımında Türkiye’ yi diğer ülkelerle karşılaştırmanızı istesem !

Neredeyse dünyanın her yerinde güvenlik birimleri K9’ suz hareket etmezlerken, Kıta Avrupa’ sında özel güvenlik firmaları K9’ suz önlem almazlarken, biz henüz çok gerideyiz. Özel güvenlik sektöründe acilen K9 kullanımı ile ilgili yapısal ve yasal düzenleme yapılması gerekiyor. Köpek eğitiminin ne olduğunu ne yazık ki eğitmen arkadaşlarımızın dahi bir çoğu bilmiyor. ‘Köpek Eğitim’ ‘Kinoloji’ adı verilen birçok alt kısımlara ayrılmış bir bilim olmasına rağmen herhangi örgün ya da yaygın eğitim sitemi içerisinde ele alınmaması, üniversitelerin buna uzak kalması sebebiyle sadece piyasa şartlarına göre gelişmiş bir sektör:‘Köpek eğiticiliği!’

Köpek sahiplerinin eğitim ihtiyacı ile örtüşmeyen köpek eğitim sistemi, kısır ve Uluslar arası standartlardan uzak çalışmalar, köpek eğitmenlerinin asıl sorunu aslında. Buna ek olarak bir de ego savaşları var ki, herkes dünyanın en iyi eğitmeni Türkiye’de…

‘Görev Köpekleri’ ve ‘Pet’ ler için, önerileriniz nedir?

Köpekle beraber yaşamak istiyor, onu evimizin bir parçası gibi görüyorsak o ırkın en iyi özelliklerini korumalı, ırk kalitesini savunmak için çalışmalıyız, sivil toplum örgütü olmalıyız. Köpeklerimizin bizim ve ailemizin yaşantısına uyumu için iyi eğitilmelerini sağlayacak kulüpler kurmalıyız. Ülkemizde Köpekçilik sektörünün farklı oyuncularının değişik ağırlıkta Tarım Bakanlığı’ nın, belediyelerin, Milli Eğitim Bakanlığı’ nın, Üniversiteler&YÖK’ ün, İçişleri Bakanlığı’ nın, Türk Silahlı Kuvvetleri’ nin, Sivil Toplum Örgütleri’ nin, rolleri olduğunu düşünüyorum, belirttiklerime herkes katılmayabilir kimilerini rahatsız edebilir, benim yanlış anlamam olabilir, ama en büyük eksiklik halen herhangi bir çalışma başlatılamamasıdır. Yani yanlış yapmak korkusuyla bir şey yapmamaktır !

The post Görev köpekleri K9’lar first appeared on Göktan Eker.

]]>
http://www.goktaneker.com/2013/10/24/gorev-kopekleri-k9lar/feed/ 0
Pamuk Ayna-Bağımlı Rehabilitasyon Projesi http://www.goktaneker.com/2013/10/20/pamuk-ayna-bagimli-rehabilitasyon-projesi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=pamuk-ayna-bagimli-rehabilitasyon-projesi http://www.goktaneker.com/2013/10/20/pamuk-ayna-bagimli-rehabilitasyon-projesi/#comments Sun, 20 Oct 2013 19:06:19 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=1188 YAZAR:  Zafer ERCAN   http://www.zaferercan.com/letter/ Uyuşturucuyla Mücadele ve K9’lar Narkotik detektör köpekleri ile ilgili insanların kafasında bazı yanlış düşünceler barınmaktadır. Ağzı var, dili yok bu masumların uyuşturucu bulabilmeleri için, onların uyuşturucuya[...]

The post Pamuk Ayna-Bağımlı Rehabilitasyon Projesi first appeared on Göktan Eker.

]]>

YAZAR:  Zafer ERCAN   http://www.zaferercan.com/letter/

Uyuşturucuyla Mücadele ve K9’lar

Narkotik detektör köpekleri ile ilgili insanların kafasında bazı yanlış düşünceler barınmaktadır. Ağzı var, dili yok bu masumların uyuşturucu bulabilmeleri için, onların uyuşturucuya alıştırıldığı dedikoduları yapılmaktadır. Bu düşünce tam anlamıyla, “bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olmak” anlamına gelmektedir.“Köpekleri uyuşturucu bağımlısı yaparak, uyuşturucuyu buldurtuyorlar ” iftirasını , köpekleri azıcık tanımayla ortadan kaldırmak mümkündür.

Köpeklerin ortalama ömrü 10-15 yıldır.15 yıl üzeri yaşayan bir köpek, insan ömrüne kıyasla asır yaşamış, “çok yaşlı” unvanını elde eder. Bir narkotik köpeğinin eğitiminden itibaren çalışmaya devamı etmesi ortalama 8-10 yıldır. Doğal olarak 10 yıldan sonra refleksleri zayıflamaya başlayan köpekler emekli edilir. Dolayısı ile köpeklerin bağımlı hale getirilmesi demek, onların kısa ömürlerinin daha da kısaltılması anlamına gelir ki bağımlı bir köpeğin bu kadar uzun yaşaması imkânsız. Bu konunun diğer bir yanı şudur; narkotik köpekleri, aramalarda uyuşturucu maddelerin hemen hemen tamamını arayıp-bulurlar.

Uyuşturucuyu bulmak için köpekler uyuşturucu kullanıyor iddiasının doğru olabilmesi için bir detektör köpeğin bilumum tüm maddeleri kullanıyor olması gerekir. Zaten böyle bir durumda da tabiri caizse kafası dumanlı bir köpeğin kokuları ayırt ederek tespit yapması imkânsızın diğer adıdır! Çoklu madde kullanımı bağımlılığın zirvesidir, ölüme yakınlaşmış olmanın tescilidir. Detektör Köpeklerin bu zirve ile uzaktan yakından bir ilgileri yoktur…

Peki, o zaman köpekler maddeleri nasıl buluyorlar?

Cevabı basit bir soru;“diğer canlılardan daha fazla gelişmiş ve hassas olan burunları sayesinde”. Tabii bunun için her köpeğin burnu aynı işi yapar demek de doğru değil. Örneğin Ülkemize ait olan Sivas Kangal Köpekleri, tüm çalışmalara rağmen uyuşturucu tespit çalışmalarında başarılı olamamışlardır. Dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de narkotik eğitimi için en uygun ırklar; Golden Retriver, Labrador Retriever, Alman Çoban Köpeği, Cocker Spaniel, Belçika Çoban Köpeği, Springerspaniel, ve Ulusal ırkımız olan Mersin Çatalburun gibi koku alma duyusu yüksek köpeklerdir.

Narkotik köpekleri, eğitim süresi ve görevde kaldığı süre içinde narkotik maddelerin kokusu ile iç içe olmaktadır. Narkotik eğitiminde köpekleri eğitmenin yolu onlarla her an oyun oynamaktan geçer. Her şey köpeğin içgüdülerine ve oyun gücüne bırakılır. Köpekler bir eğitim aldığının farkında bile değildir, onun tek derdi sahibi ile oyunlarına devam edebilmek için ona verilen komutları yerine getirebilmektir.

Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Daire Başkanlığı bünyesinde faaliyet gösteren (KEM) Köpek Eğitim Merkezi’nde, her köpek eğitiminde olduğu gibi narkotik eğitimine alınacak köpekler içinde bazı testler uygulanır ve bu testleri başarı ile geçen köpeklerin eğitimine devam edilir. Köpekler için yapılan bu testler köpeğin ilk yaşında yapılmaktadır.Yapılan testleri geçen köpekler eğitime tabi tutulur ve eğitim sonrası sınavı geçenler operasyona hazır hale gelirler.

Öncelikle köpeğin oyun oynama potansiyeline bakılır. Ve eğitimin ilk başından itibaren oynaması için küçük sağlam plastik bir top ya da yine ağzı ile ısırabilecek büyüklükte bir plastik boru ile köpek eşleştirilir. Köpek için en önemli özellik; yorulduğunda dahi oyun oynama azmini kaybetmemesidir. Oynama isteği iyi olan köpekler narkotik detektörü olmak için en iyi olanlardır. Köpeğin ani olarak karşılaşacağı durumlardan olan gürültü, farklı davranışlar veya başka insanlar karşısındaki durumlara tepkisi önemlidir. Eğitim sırasında, köpeğin tüm bu tepkileri tespit edilerek durum eğitimi verilir.

Eğitimin devamında köpeklerle oynanan oyunların en önemlisi “geri al-getir oyunu”dur. Bu oyun için eşleştirilip-tanıtılan oyuncağı tercih edilir. Atılan oyuncağı getirirken hedefe kilitlenmesi başka bir materyal getirmemesine dikkat edilir. Buradan hareketle oyun biraz zorlaşmaya başlar ve esas narkotik alanında alması gereken eğitime geçilir. Oyuncağı saklanmaya başlanır. Saklanan ya da gömülen yerden bulması sağlanır. Eğitim sırasında yorulduğu anlarda köpeğin susaması da, göz önüne alınarak su karşısında ne yapacağını öğretmek için, oyuncak köpeğin sudan geçmesi gerekecek şekilde bir yere konur ya da atılır. Su içmeden oyuncağını gidip alması önemlidir. Suyla birlikte aynı zamanda önüne atılan bir yiyeceğimi, yoksa oyuncağımı, alıp geleceği köpeğe öğretilir.

Sırasıyla yapılan tüm aşamaları başarabilen köpeklerden narkotik detektörü yapılabilmektedir. Eğitimin en son safhasında oyuncağını aramaya devam eden köpeğe, uyuşturucuların kokusunu tanıyıp-tespit etme eğitimi verilir.Köpek oyuncağını aradığı anlarda, oyuncağının yanına-çevresine sırasıyla konulan narkotik maddelerin sayesinde uyuşturucuların kokusu koklatılır. Oyuncağını aramaya devam eden köpeklere bu yöntem sayesinde tüm maddelerin kokuları sırasıyla öğretilmiş olur. Araştırmalara göre köpekler aynı anda dört farklı maddeyi koklayarak birbirinden ayırt edebilmektedirler. Tüm kokuların öğrenilmesi tamamlandıktan sonra narkotik detektör köpekleri, onlardan sorumlu polislerin yanında operasyonlara başlar.

Bizim için hayati önemli olan uyuşturucu maddeleri saklandıkları yerden bulmak ve suçluları yakalamak köpekler için sadece bir oyundur. Köpekler hiçbir zaman narkotik maddelerini değil eğitimin başından bu yana alıştıkları oyuncaklarını aramaktadırlar. Köpeklerin, oyun oynarken birçok insanın uyuşturucu ile zehirlenmesini engellediklerinden zerre haberleri yoktur.

Uyuşturucuların saklandığı yeri bulduklarında patileri ile kazımaya başlarlar ya da hedefe doğru bakarak oturup işaret ederler, o esnada köpeğin oyuncağı köpeğe atılır-verilir. Böylece, oyuncağı bulduğunu-başardığını gören köpek oyuncağına kavuşarak ödülünü almış olur. İşaret ettiği yerlerde gerekli aramalar yapılarak, uyuşturucu bulunur ve operasyon tamamlanmış olur.

Detektör köpekleri oyunlarını başarılı bir şekilde oynadıkça, birilerinin planladığı kötü oyunları, küçük bir köpek oyuncağı ile yerle bir etmenin hazzı paha biçilmez bir buluş…

Kanserli Hastalara köpek terapisi

New York’ta bulunan MemorialSloanKettering Kanser Merkezi’nde özel olarak yetiştirilen köpeklerle hastalara terapi uygulanıyor. Köpek terapisinden yararlanan kanser hastalarının daha hızlı iyileşme sürecine girdiği bilimsel olarak da kanıtlanmış. Bu köpekler; doktorlar, hemşireler ve diğer hastane görevlileri gibi kanser hastaları için çalışıyor. Özel yetiştirilen terapi köpekleri hastanelerde, bakım evlerinde veya rehabilitasyon merkezlerinde hastalara yardımcı oluyor. Köpeklerin bir sahipleri ve bakıcıları var. Hastanede görevlendirilmeden önce özel eğitim alıyorlar. Kanser Merkezi’nde çalışacak köpeklerin en az bir yaşında olması gerekiyor. Öncelikle programın belirlediği hijyen standartlarına sokuluyorlar.

Acı kontrolü, rahatlama konusunda son derece yararlı olduğu kanıtlanan köpekler hastaların acıyı ve hastalığı unutmasını sağlarken morallerinin yükselmesinde ciddi etkide bulunuyormuş. Araştırmacıların tavsiyesine göre terapi köpeğine dokunmak ve sevmek hormonların rahatlamasına neden oluyor. Kan akışını hızlandırıp iyileşme sürecine katkı yapıyorlar. Köpeklerin hastalardan yemek yemesi yasak, yalnızca bakıcılarının verdiği yemekleri yiyorlar. Köpekler belirlenen saatlerde gün içinde iki saat hasta odalarını ziyaret ediyor. Ziyaretler yatak kenarlarında ya da özel bir katta gerçekleştiriliyor. Hastanın köpek terapisine katılıp katılamayacağına öncelikle doktor karar veriyor, sonra hasta isterse bu terapi grubu içinde yer alıyor. Henüz teşhis konulmayanlar, bağırsak hastalığı olanlar ve köpek alerjisi olanlar terapi programına alınmıyor. (Kaynak: Sabah Gazetesi 3 Haziran 2008)

Uyuşturucuyu bulan köpekler aynı zamanda uyuşturucuyu da bıraktırır mı?

Bu soru beni heyecanlandırıyor. Çünkü uyuşturucuları şeytanın bile aklına gelmeyecek gizli yerlerden burunları sayesinde bulup çıkaran bu güzel varlıklar, uyuşturucu bağımlısı insanlarımızın da en büyük yardımcısı olabilir. Köpek sevgisi, insanlara sunulan karşılıksız sevgilerin en başında gelir. Bir madde bağımlısının tedavi sürecinde topluma yeniden kazandırılması için eğitimli bir köpeğin tedaviye destek vermesi kesinlikle olumlu katkı sağlayacaktır.

Madde bağımlıları, uyuşturucu maddeyi bulma-satın alma ve kullanma süreçlerini yaşarken diğer tüm sorumluluklarını aksatır hatta bir süre sonra tüm sorumluluklarını tamamen terk ederler. Dolayısıyla bir bağımlının, iyileşme sürecinde sorumluluğunu alacağı bir köpek, onun unuttuğu sorumluluklarını da yeniden hatırlaması için yardımcı olacaktır. Köpeklerin insanların hayatında yeri vazgeçilmezdir. İnsanların hayvan sevgisini kazanmasını sağlayan hayvanların başında köpekler gelir. Uyuşturucu bağımlısı insanları bağımlılık süreçlerinde uyuşturucunun kural tanımaz serüveninden sonra en çok gerçek sevgiye ihtiyaç duyarlar.

Uyuşturucuyu bırakıp, yeniden başlama döngüsü maalesef her madde bağımlısının başına gelmiştir. Madde bağımlısı, bu döngüden bir köpek sahibi olarak, köpek terapisi ile çıkabilir.

Bağımlılara Köpek Terapisi

–          Köpek, bencil yaşam tarzını ortadan kaldırır:

Uyuşturucu bağımlısı, uyuşturucu kültürü içerisinde bencilleşir. Uyuşturucuyu kullanmayacağı anda yaşayacağı yoksunluğun vereceği sıkıntılar (kriz gibi) onun kendisinden başkasını düşünmesine izin vermez. Bu kısır döngüler yaşanırken, iyice bencilleşen bir madde bağımlısı için, karşısında, çıkarsız, bencil davranıştan zerre haberi olmayan bir köpek, bağımlının bencilliğini fark etmesine yardımcı olacaktır.

–          Köpeğin arkadaşlığı:

Uyuşturucu bağımlısı, tedavi aşamasından hemen önce çevresi tamamen uyuşturucu bağımlısı insanlarla çevrili kişi demektir. Uyuşturucu olgusunda arkadaşlık; uyuşturucuyu getiren, saklayan, yarısını paylaşan ve hatta satan figürlerin kısaltılmış ismidir. Uyuşturucudan uzak hayatlardaki “arkadaş” kelimesi ile uyuşturucu dünyasındaki “arkadaş” kelimesinin birbiri ile hiçbir alakası yoktur. Sosyal çevresi bu anlamda tamamen uyuşturuculu arkadaşlar ile çevrili bir madde bağımlısının, tedavi sürecinde, uyuşturucu kullanmayan eski arkadaşlarını geri kazanması ya da uyuşturucudan uzak yeni arkadaşlar edinmesi o kadar da kolay değildir. İşte tam bu gerçekten hareketle, madde bağımlısının uyuşturucu ile bezeli hayatından temiz hayata geçmesi sırasında bir köpeğin çıkarsız, uyuşturucudan uzak hayatı, tedaviden uyuşturucuya geri dönüşün önünü kesmek ve yepyeni bir arkadaşlığın hemen başlatılması için önemli bir fırsattır.

–          Köpeğin sorumluluğunu almak:

Uyuşturucu madde bağımlısı bir insan, bağımlı olduğu maddeyle ilişkisi devam ederken, uyuşturucu ile ilgili yapması gerekenler dışında kalan görev ve sorumluluklarını ihmal eder ya da bir süre sonra tamamını terk eder. Öğrenci ise öğrenciliği, ders çalışmadığı için sona erer, çalışıyorsa işi aksattığı, işe hiç gitmediği veya uyuşturucu etkisindeyken işinde büyük hatalar yaptığı için işini bir süre sonra tamamen kaybeder. Kısacası bir madde bağımlısı, hayatının devamı için gerekli olan çok basit sorumlulukları dâhil, neredeyse tamamını, bağımlılığı ile takas eder.

Tedavi süreci başladığında ona eşlik edecek bir köpeğin varlığı, köpeğin bakımını üstlenmesi ile değişiklik gösterir. Köpeğin ihtiyaçlarını karşılama sorumluluğunu almak, iyileşme sürecinde bulunan madde bağımlısının bağımlılığı karşılığında yok ettiği-unuttuğu sorumluluklarını yeniden hatırlamasını ve yerine getirmesine yardımcı olur.

–          Köpek sevgisi ve empati:

Köpek sahibine doğrudan sevgi verir. Aracısız yaşanan, yalın ve net olan bu sevgi bir madde bağımlısının iyileşme sürecinde en ihtiyaç duyduğu destektir. Köpeğini bir süre sonra kendisine iyice arkadaş gören bağımlı, karşısında bakışıyla, vücut diliyle, havlamasıyla çok rahat iletişim kurabileceği bir canlı görecektir. Böylece, uyuşturucu bağımlılığı süresinde aile ve çevresinde olan insanları nasıl ihmal ettiğinin, onları nasıl üzüp kırdığının farkına varacaktır. Köpeğin sevgisiyle bağımlıya kurduracağı empati, diğer ilişkilerini de tamir etmesini sağlayacaktır.

–          Köpekle birlikte odak değişimi:

Uyuşturucu bağımlısı, bağımlılık sürecinde bir tek odakla ilgilidir; uyuşturucu ile ilgili her şey. Tedavi sürecinde uyuşturucu dışında faydalı hayata odaklanma her madde bağımlısı için zordur. Edinilen alışkanlıkların öğrettiklerini, sağlıklı alışkanlıklar ile yer değiştirmek köpekle kurulacak ilişki ile mümkün olacaktır. Köpekle vakit geçirme, onun eğitimi ve ihtiyaçları ile ilgilenirken harcanan zaman uyuşturucu odağının yerini alacaktır. Madde bağımlısı ile birlikte yaşayan köpek, bağımlının sağlıklı çevreye odaklanmasına, dolayısıyla kurulan yeni iletişimler sayesinde odağının değişmesine yardımcı olur.

–          Köpekle uyum ve sakinlik:

Uyuşturucu satın almak, uyuşturucuyu satın almak için para bulmak bir süre sonra “çalmak” eylemi gibi başka birçok suçların da, bağımlının hayatına girmesi demektir. Her an suç olgusu içerisinde, vücut hormonları haddinden fazla dengesiz salgılanan madde bağımlısı, sakin, eğitimini iyi aldığı için sahibinin tüm komutlarını yerine getiren köpeğiyle, uyumlu yaşamanın ne olduğunu yeniden keşfedecektir. Kurallara uyulan bir hayatın da insana mutluluk, zevk ve keyif vereceğini bir köpeğin hayatından gözlemlemek insana iyi gelecektir.

–          Köpek ve ait olma duygusu:

İnsanın kendini bir yere ait hissetmesi önemlidir. Aileye, bir arkadaş grubuna, dinine, ırkına, bir futbol takımına ait olmak insanın kendisini ifade etmesi için kolaylık sağlar. Hayatta var olabilmenin anlamı çoğu zaman aidiyet duygusu ile açıklanır. Bağımlı kişi uyuşturucu arkadaş grubuna aitliğini bildiğimiz anlamda aidiyet duygusu ile açıklamaya kalksa da buna en başta kendisinin inanması mümkün değildir. Bağımlı bir köpek sahibi olduğunda, ilk başlarda köpeğe aidiyet duygusu beslemese de köpeğin kendisine aidiyet beslediğini, ilk eşleşme eğitimi ile birlikte görecektir. Böylece karşılıklı gelişecek olan ait olma duygusu, madde bağımlısı için ihmal ettiği diğer aidiyet duygularının da tekrar hatırlanmasına yardımcı olacaktır.

–          Köpek ve özsaygının yeniden oluşturulması:

Madde bağımlısı insan, uyuşturucunun etkisiyle kendine olan saygısını kaybeder. Yaptığı uyuşturucu eylemleriyle vicdanını dinlememek için çabalayan bağımlı, boş vermiş insan maskesini istemese de takar. İnsanoğlunun kendini kandırmadan, kendine zarar veren bir davranışa devam etmesi mümkün değildir. Uyuşturucu kullandığı alenen ortaya çıkan kişi bağımlılığını artık gizlemez. Bu safhada en yakın ailesi ve uyuşturucu kullanan çevresi dışında yakınlarında kimse kalmaz. Uyuşturucu bırakma safhasında bağımlının hayatına girecek bir köpek, çevresinde destek olacak insanların azaldığı bir sırada insana iyi gelir. Çünkü köpekler bağımlının o an nasıl göründüğüne, bağımlı oluşu ile ilgilenmeyecek ve önyargılı davranışlarda bulunmayacaktır. Köpeğinin ona gösterdiği saygı karşısında insan kendi özsaygısını yeniden kazanmak için çabalayacaktır.

–          Köpek ve sosyal hayat:

Uyuşturucu kullanım sürecinde sosyal hayatı uyuşturucuya göre yeniden dizayn edilen bağımlı için tedavi sürecinde köpek, yeni sosyal hayatın ilk faydalı ferdi olur. Köpeğin hayatına girmesiyle birlikte bağımlı en azından yeni bir konu başlığı hakkında konuşmaya başlar. Köpeğini anlatır, onunla paylaşımlarının keyfini çevresine haber verir. Bir zamanlar uyuşturucudan başka bir konu konuşamayan bir madde bağımlısı için, tedavi sürecinde sosyal hayatı yeniden sağlıklı tarafının oluşturulması bir köpeğin hayat arkadaşı olması ile hızlanır.

–          Köpek ve tedavide motivasyon:

Madde bağımlıları için, en büyük problem tedavilerinin bir ömür boyu sürmesi gerçeğidir. Bırakıp tekrar uyuşturucuya başlama yani uyuşturucu kullanım tekrarları kişide bıkkınlık ve özgüvenin zayıflamasına neden olur. Uyuşturucuyu bırakabilmek için bağımlının motivasyonu tedavi için şarttır. Köpeğin sorumluluğunu hisseden, onunla yaşamayı kabullenen bağımlı, köpeği ile vakit geçirdikçe, onun sevgisinin kendisini uyuşturucudan uzak tutmak için işe yaradığını gördükçe uyuşturucudan kurtulma motivasyonu artacaktır.

–          Köpek ve hafıza gelişimi:

Uyuşturucu kullanımı kişinin insani melekelerini zayıflatır. Unutkanlık had safhaya ulaşır. Bağımlının köpekle olan ilişkisi ve iletişimi sayesinde, uyuşturucu sebebiyle ortaya çıkan hafıza geriliği yeniden kazanılmaya başlanır.

–          Köpek ve uyuşturucu kullanım tekrarını, uyuşturucu tespitiyle engelleme

Köpeğe ve köpekle kurulan ilişkiye rağmen, iyileşmekte olan madde bağımlısının uyuşturucu kullanım istek ve arzusunun önüne geçmek bazen mümkün olmayabilir. Uyuşturucuyu bıraktığına çevresini tamamen ikna ettiği bir anda madde bağımlısı uyuşturucu kullanmak için bir anda her şeyi yapabilir. Bu durumda uyuşturucuların kokusunu tanıma eğitimi alan terapistköpek aynı zamanda bu aşerme anlarında sahibini durdurabilir ya da bırakma sürecinde satın alınan uyuşturucunun varlığını ve yerini bağımlının yakınlarına tepkileriyle haber verebilir. Bağımlı ile birlikte yaşayarak sahibini tanıyan ve bu alanda eğitim alan bir köpeğin uyuşturucu kokusunu alarak tepki vermesi, bağımlının belli bir süre bıraktıktan sonra “aşerme” dediğimiz uyuşturucuya yeniden yönelme anlarında, uyuşturucuya yeniden kaymaması için alınacak en önemli tedbirdir.

Uyuşturucu kokusunu tanıyan bir köpeğin iyileşmekte olan bir madde bağımlısı için varlığı, görme engelli bir insanın yanında yol gösteren köpekle aynı kıymettedir.

Göktan Eker &Zafer Ercan

The post Pamuk Ayna-Bağımlı Rehabilitasyon Projesi first appeared on Göktan Eker.

]]>
http://www.goktaneker.com/2013/10/20/pamuk-ayna-bagimli-rehabilitasyon-projesi/feed/ 1